Prof. Dr. Kantarcı, Balcılar Barajı ile birlikte göl ve havzasında yaşanabilecek potansiyel gelişmeleri özetle şu şekilde ifade etti:
“Sandras Dağı kütlesinde açılan taş ocakları ile Balcılar Barajı için faaliyete geçirilecek taş/çakıl ocakları, yüksek yağışların etkisiyle kayalığa dönüşmüş yüzeylerden sellere dönüşen su akışlarına neden olur. Bu durum, havzadan taşınan materyali Köyceğiz Gölü’ne taşır ve gölün dolmasını sağlar. Bu süreç, balıkların ve diğer su canlılarının ölümüne yol açar.
‘ORMAN YOK OLACAK’
Havzadan gelen yüzey ve yeraltı sularının sürdürülebilirliği büyük önem taşımaktadır. Balcılar Barajı, Boğa Çayı ve Namnam Çayı'ndan su toplayarak, tarımsal alanları sulamak üzere tasarlanmıştır. Ancak yeterli su sağlanamaması sebebiyle Namnam Çayı’ndan su aktarmak için 1860 metrelik bir tünel inşa edilecektir. Bu su, iki HES’in çalışmasına da olanak tanıyacaktır. Balcılar Barajı’na alınacak su, Namnam Barajı HES'inin kuyruk suyudur ve bu su, Köyceğiz Gölü’nü beslemektedir. Eğer bu su Balcılar Barajı’na yönlendirilirse, Köyceğiz Gölü yeterince beslenemez ve kötü bir koku oluşur. Ayrıca, inşa edilecek yapılar ve bağlantı yolları için 2 taş, 2 kum-çakıl ocağı açılacak ve 92 bin orman ağacının kesilmesiyle bal ormanı yok edilecektir. Ortaya çıkacak toz, çevredeki ormanlara ve zeytinliklere zarar verecektir. Bu süreçte ‘salma sulama’ yönteminin değiştirilip, ‘damlama sulama’ sistemine geçilmesi gerekmektedir. Köyceğiz Gölü’nün su kaynaklarının korunması, kokuşmanın önlenmesi, halkın sağlıklı bir yaşam sürmesi ve turizm gelirlerinin devam etmesi daha büyük bir önem taşımaktadır.”
