Önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı ve AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Muharrem Kasapoğlu, AK Parti'nin kuruluşunun 24. yılı dolayısıyla bir makale yazdı. Milliyet Gazetesi'nde 'Devlet Millet El Ele 24 yıl', Hürriyet Daily News'da ise 'State and Nation, Hand in Hand – 24 Years' başlığını taşıyan bu yazıda, Kasapoğlu, 24 yıllık değerlendirmelerin yanı sıra partinin kuruluşundan önceki döneme ilişkin analizlerini de paylaştı.
AK PARTİ BİR YÜRÜYÜŞÜN ADIDIR
Kasapoğlu, makalesinin girişinde şu ifadeleri kullandı: “Tarih, bazı günleri milletlerin kaderine mühür gibi işler. 14 Ağustos 2001, Türkiye için işte böyle bir gündü. Siyasi tarihimizin en çalkantılı, en karamsar dönemlerinden birinde, yorgun omuzlara bir umut eli uzandı. AK Parti; yalnızca bir siyasi hareket değil, milletin özgüvenini ayağa kaldıran, ufkunu genişleten, küllenmiş inancını yeniden canlandıran bir yürüyüşün adıdır. O gün atılan ilk adım, 24 yıldır Türkiye'nin istikametini belirlemeye, ülkemizi büyütmeye devam ediyor. O dönemin şartlarını hatırlamak, bugünümüzü anlamak açısından önemli. Vesayet zincirleriyle kısıtlanmış bir demokrasi, darbelerin gölgesinde ezilmiş milli irade, siyasi çekişmelerle kaybolmuş yıllar, büyükşehirlerde yaşanan altyapı problemleri ve krizlerle örselenmiş bir ekonomi… Halkın sandığa duyduğu güven ve demokrasi inancı neredeyse yok olmuştu. Tam da bu noktada 'devlet, millet el ele' anlayışı, bu ülkenin geleceğini yeniden inşa edecek bir iradenin manifestosu olarak belirdi.”
'TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ TARİHİ BİR DÖNÜM NOKTASIDIR'
Kasapoğlu makalesinde ayrıca, “AK Parti iktidara gelir gelmez, milletin iradesini merkezine aldı ve sandığı siyasetin tek meşruiyet kaynağı haline getirdi. Ülkenin kaderini karanlık dehlizlerde belirlemeye çalışan vesayet odaklarının önü, milletin kararlı iradesiyle kesildi. Demokrasi, korunmakla kalmadı; aynı zamanda genişletildi ve güçlendirildi. Bugün özgürce ifade edebildiğimiz, seçme ve seçilme hakkının önündeki engellerin kaldırıldığı, farklı inanç ve düşüncelerin bir araya gelebildiği bir Türkiye var. Bu süreçte ülkemiz, dış politikada da çok farklı bir konuma geldi. Artık sadece bölgesel gelişmeleri pasif bir şekilde izleyen bir ülke değil; hem masada hem de sahada oyun kuran ve gündem belirleyen bir güç konumundayız. Bölgesindeki anlaşmazlıklarda garantör, istikrarsızlıklarda umut ışığı olarak öne çıkmaktayız. NATO zirvelerinden BM kürsülerine, G20 masalarından uluslararası krizlere uzanan her platformda sesi daha gür çıkan Türkiye, hakikati, adaleti ve milli çıkarlarını kararlılıkla savunmaktadır. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın dünya çapında çizdiği diplomasi çerçevesi, Türkiye'nin onurlu duruşunun tarihi kayıtlardır. İçeride ise, bu toprakların kaderi gibi dayatılan terör gerçeğinde önemli değişimler yaşandı. Terör örgütlerinin kurmaya çalıştığı korku iklimi, güvenlik güçlerimizin kahramanlığı ve sınır ötesinde atılan cesur adımlarla sona erdi. 'Terörsüz Türkiye' hedefi, devletimiz ve milletimiz tarafından alın teriyle, cesaretle ve stratejik iradeyle yazılmış bir başarı hikayesidir. Bu süreç, milletimizin huzuru, kardeşliği ve devletimizin bekası için tarihi bir dönüm noktasıdır. Terörün silah bırakması, güvenlik meselelerinin çözümü kadar, kalkınmanın, refahın ve adaletin önünü açan bir stratejik kazançtır. Milletimizin masasına huzur, cüzdanına bereket ve gençlerinin geleceğine umut katacak yeni bir dönemin kapıları böyle aralanmıştır” şeklinde belirtti.
'TÜRKİYE YAPABİLECEĞİNİ GÖSTERDİ'
Kasapoğlu, makalesinde AK Parti'nin başarısının yalnızca güvenlik ve dış politikada değil, aynı zamanda milletin hayatına doğrudan dokunan somut icraatlerde saklı olduğuna da dikkat çekti ve şöyle devam etti: “Siyaset, sadece vatandaşın sofrasına ve cebine temas ettiğinde anlam kazanır. 24 yıl içerisinde, bir zamanlar hayal gibi görünen birçok proje hayata geçirildi. Bölünmüş yollar, yüksek hızlı tren hatları, yeni havaalanları, köprüler, şehir hastaneleri, milli savunma sanayimizin gururu İHA'lar ve SİHA'lar, yerli otomobilimiz, uzaya gönderilen uydular… 'Yapılamaz' denilen her şey, bugün gerçekleştirilmiş ve milletimizin hizmetine sunulmuştur. Sokaktaki vatandaş, 'Türkiye yapar' diyebiliyorsa, bunun nedeni Türkiye'nin başarabileceğini göstermiş olmasıdır. AK Parti ile Türkiye, kalkınma hamleleri yaşadı fakat daha da önemlisi, toplumsal bir özgüven devrimi gerçekleştirildi. Bir ülkenin kamuoyunu inandıramadığı hiçbir hedefin başarı şansı yoktur. AK Parti'nin 24 yıllık hikayesi, milleti sadece ikna etmek değil, onu bizzat şahit kılmak üzerine kuruludur. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye, geçmişin yüklerinin değil, geleceğin umutlarının omuzlarında bir yürüyüş içindedir. Terörle mücadelede elde edilen başarılar, uluslararası arenada kazanılan itibar, ekonomide atılan cesur adımlar, yeni bir dönemin habercisidir. Artık Türkiye, içine kapanmış bir ülke değil; hem bölgesinde hem de küresel ölçekte söz sahibi bir güçtür. Bu yürüyüş ise her zaman olduğu gibi ilk günkü iradeyle devam etmektedir. Çünkü bu davanın yönünü belirleyen pusula, milletin iradesidir. Milletin iradesiyle güçlenen Türkiye'yi durduracak hiçbir mekanizma yoktur. 24 yıl önce atılan adım, bugün ülkemizi daha büyük ufuklara taşımaktadır. Dün olduğu gibi bugün de, yarın da… Devlet, millet el ele; Türkiye emin adımlarla geleceğe yürüyor. AK Parti'mizin 24. yaşı kutlu olsun.” (DHA)
