reklam
reklam
DOLAR41,0362% 0.1
EURO47,8259% 0.33
STERLIN55,3769% 0.31
FRANG51,1099% 0.49
ALTIN4.468,02% 0,71
BITCOIN110.554,01-1.548
reklam

Menajerini gönder önüne bak Barış!

Yayınlanma Tarihi : Google News
Menajerini gönder önüne bak Barış!
reklam

ÖZBOSTAN: Haftanın en dikkat çekici olayı, Barış Alper meselesi. Milli futbolcunun Galatasaray ile yaşadığı durum hakkında ne düşünüyorsunuz?
TÜZEMEN: İyi bir menajer futbolcusunu başa çıkarır, kötü olanı ise Barış Alper'de olduğu gibi zor duruma sokar. Geçen yılki gelişimiyle sadece Galatasaray'ın şampiyonluğuna katkı sağlamadı, birçok Avrupalı kulübün de dikkatini çekti. Yeni sezona da fırtına gibi başlayarak Galatasaray'ın 2 maçta 6 puan kazanmasını sağladı. Ancak Barış'ın bir anda Arabistan'a transfer olma isteği, köprüleri yakmasını akıl tutulması olarak görüyorum. Bu durumun arkasında menajerinin büyük bir etkisi var. O menajer ve ekibi, kendi ceplerini düşünerek Barış'ı hedef insan haline dönüştürdü. Galatasaray'a rest çekmek ise büyük bir hataydı ve yönetim geri adım atmadı. Okan hoca, genç oyuncusunu kazanmak için büyük bir çaba sarf etti. Dilerim Barış, menajerinden kurtulup akıllı bir menajerle çalışmaya başlar.
BİLGİÇ: Bu duruma gelmesinin sebebi, geçen sezon gelen teklifleri ve “Sana yeni sezonda kolaylık sağlayacağız” sözüne güvenen Barış'a sunulan yüksek kontrat. İki milyon kazanan bir oyuncu on milyonla karşılaşıyorsa, ya rakamı artırıp ikna edersiniz ya da onun gitmesine izin verirsiniz. Boey'de de böyle olmadı mı? Barış Alper'in tavrı, maçlar devam ederken bu şekilde olunca hoş karşılanmadı. Osimhen de Galatasaray'a gelmek için Napoli'de antrenmanlara çıkmadı. Futbolcuların formalarını kalpten sevdiğine inananlar bu tavra tepki gösteriyor. Barış profesyonel olarak emeğinin karşılığını yüksek fiyattan satmak istiyor. Bir oyuncu gitmek istiyorsa, ona engel olamazsınız.

YA SATILMALI YA ZAM YAPILMALI!

TİMURLENK: Gelin Barış'ın menajerine inanmayı deneyelim. NEOM ile görüşmediler, Barış orada ne kadar alacağını bilmiyor ama Arabistan'da oynamak için yanıp tutuşuyor. Galatasaray ile 3 yıllık kontratı var ama menajerine göre önünün açılması lazım. 50-60 milyon bonservis isteniyorsa, oyuncusunun 2 milyon almaması lazım. Galatasaray'ın istediği ve Barış'ın alacağı 4 yıllık ücretin toplamı minimum 80 milyon Euro. Ortada böyle bir para varken futbolun ekonomisinden habersiz bir menajer yönetime mektup yazıp ortalığı karıştırdı. Galatasaray, Barış'ı satmaz. Barış da taraftarla arasını düzeltebilmek için iki cümle özür diler, bu menajer ile yollarını ayırır ve hayatına devam eder.
ÇAKAR: Barış Alper şeklen haksız olsa bile gerçekte haklı. Geçen yıl da şampiyonlukta Osimhen'den sonra en büyük katkı sahibi o. Ama aldığı ücrete baktığımızda Osimhen'in 10'da 1'i, Icardi'nin, Sane'nin 6'da 1'i, Sanchez'in 4'te 1'i, Torreira'nın 3'te 1'i. Böyle bir adalet olamaz. İdmana çıkmayıp afra tafra yapması yanlıştır ama bir kulüpte adaletsizlik olursa büyük bir problem yaşanır. Ben Galatasaray yönetiminin yerinde olsam ya satarım ya da en az Sanchez kadar yıllık ücret veririm. Garibana huzur yoksa, bu durumu gülerek söylüyorum, kimseye huzur yok.

TRABZON YOKSA LİG TUZSUZ BİR ÇORBA!

ÖZBOSTAN: Trabzonspor 3 maçını da kazandı. Gol yemedi, az gol attı ama sonuçta 9 puanı aldı. Takımdaki değişim hakkında ne düşünüyorsunuz?
TÜZEMEN: Trabzonspor, yeni kurulmuş bir takım olarak üst üste üç maç kazandı ve moral depoladı. Çünkü bu oyuncuların uyum sağlaması zaman alabilir. Buna rağmen sahada coşkulu, istekli ve kazanma arzusu yüksek bir Trabzonspor gözlemledim. Bu değişimin devam etmesi için taraftarların evlerindeki tüm maçlarda tribünleri doldurması gerekiyor.
BİLGİÇ: Takımda değişim yok. Hatta oyun kalitesinde geriye gidiş var. Fatih Tekke'nin takım anlayışını hâlâ tam olarak göremedik. Rakibe pozisyon vermemek için yapılan sistem, gol için de “Topu alan Onuachu'ya ortalasın” taktiği. Yeni transferlerin uyumu ve hocanın fikirlerini uygulayabilmesi için zamana ihtiyaç var. Kadroya iyi oyuncular katıldı. Sıra denge bulup doğru planı uygulamaya geldi.

TİMURLENK: Köklü bir değişimin ardından Trabzonspor gibi çalışması zor, teknik direktörün sürekli baskı altında olduğu bir ortamda Fatih Tekke'nin üçte üçle başlaması son derece değerli. İlk iki galibiyette birer isabetli atak varken, Antalya maçında daha zengin bir oyun sergilediler. Elbette bardağın dolu tarafı, gol yemeyen bir savunma ancak diğer tarafında da üç maçın herhangi birinde birden fazla gol atamayan bir kadro mevcut. Gerçekten futbol tarihine bakınca savunmayı oturtmanın çok daha zor olduğunu söyleyebilirim. Bazen hücumda yaratıcı oyuncuların doğaçlama hareketleriyle sonuca varabilirsiniz. Ancak savunmayı kurarken transferin kapandığı günde Uğurcan'ın hâlâ Trabzonspor kaptanı olması gerekiyor.
ÇAKAR: Trabzonspor beni olumlu bir şekilde şaşırtıyor ama yine de dikkatli olmak gerek. Tek farklı da olsa 3'te 3 yapmak önemli. Önemli olan bunu sürdürebilmek. Trabzonspor'un yarışmada olmadığı bir lig, tuzsuz bir çorbaya benziyor.

BÜYÜK DÜŞÜNMEK AYAĞINI PAHALI DEĞİLDİR!

MURAT ÖZBOSTAN: Ligde özellikle büyük takımların oynadıkları rakiplerin zayıflığı ve aradaki makas, yine tartışma konusu. Süper Lig nereye doğru ilerliyor? Bu aradaki makas ülke futboluna zarar verir mi?
LEVENT TÜZEMEN: Anadolu kulüplerinin kadroyu şişirecek transferler yapacaklarına etkili 4-5 oyuncuya yatırım yapmaları daha doğru olur. Samsunspor, Başakşehir, Konyaspor, Göztepe gibi kulüpler maliyet açısından yıpratıcı olmayan ama oyuna katkı sağlayacak genç, hırslı ve hedefleri olan oyuncuları transfer ettiler. Diğer Anadolu takımları da bu 4 kulübü örnek almalıdır. Büyük düşünmek pahalı düşünmek değildir. Ayağını yorganına göre uzatmak, çok para harcamak yerine kaliteli oyunculara yatırım yapmak başarıyı getirebilir.
GÜRCAN BİLGİÇ: Gerçek şu ki, futbolun ekonomisi, gelirleri azaldı ve oyuncu kaliteleri düştü. Bu noktada çıkış yolunun tek yolu, teknik direktör takımları kurmak. Kayserispor'un geçen sene yaptığı gibi. Oyuncu verimini maksimumda tutacak sistem gerekiyor. Lig iki takımlı hale geldi ama Fransa'da da, İspanya'da da böyle. Onlar hedeflerine Avrupa kupalarını, genç oyuncuya yatırım yapmayı koyuyorlar. Dengeyi böyle buluyorlar.
BÜLENT TİMURLENK: Lig tarihine bakarsanız, bu makas her zaman daha açıktı. Şimdi daha açık görünmesinin sebebi, Galatasaray ile Fenerbahçe'nin hem ekonomik hem de kadro kalitesi ile 1-2 göründükleri yerde takip edenlerin ikinci değil de beşinci gibi görünmeleri. Kaliteli futbolcular elbette pahalı ama Anadolu takımlarında futbolcular yeterince çalışmıyor mu? Kendilerinden daha güçlü kadrolara karşı koşu mesafesiyle, ikili mücadeleyle ayakta kalmakta bir fark yaratabiliyorlar mı? Makas çok açıksa, Almanya'da da öyle, İspanya'da da, Fransa'da da. Ancak garip başkanlar ve yönetimlerin, başta Adana Demirspor olmak üzere birçok Anadolu kulübünü nasıl dibe vurdurduğu da ortada. Onlar kendi kendilerini imha ediyorlar. Yoksa Galatasaray ve Fenerbahçe her şeyin en doğrusunu yapmıyor.
AHMET ÇAKAR: Zaten birkaç yıldır tablo bu. Büyük takımlarla küçük takımlar arasındaki makas çok büyük. Özellikle Galatasaray, ligdeki en güçlü takım. Mesela Galatasaray'ın oynayacağı 3-4 takım dışındaki maçlarda nasıl puan kaybedeceğini merak ediyorum. Bu, bir lig için sağlıklı değildir. Almanya ve Fransa'da da aynı durum geçerli. Şimdi neredeyse Alman ligindeki şampiyon Bayern Münih belli. Fransa'da ise PSG olacağı kesin.

F.BAHÇE'NİN TUR ŞANSI YÜZDE 30 DÜZEYİNDE!
ÖZBOSTAN: Fenerbahçe, Kocaelispor'u yenmeyi başardı ama yine de eleştiriler mevcut. Benfica ile çok zor bir maça çıkacaklar. Bu mücadelede şanslarını nasıl görüyorsunuz? Türkiye'de derbiyi yöneten Slavko Vincic atandı. Ne düşünüyorsunuz?

TİMURLENK: Kocaelispor maçında, Benfica rövanşının provasını yapmak mümkün değil. İstanbul'da 3 orta saha ile oynayan Portekiz ekibinde Florentino cezalı. Onlar Ivanovic ile 4-4-2'ye dönecekler. Burada önemli olan, Fenerbahçe'nin orta sahayı kimlerden kuracağıdır. Luz Stadyumu'nda iki santrfor ve arkası Talisca ile zor yaparsınız. Ev sahibi olmanın avantajıyla yüzde 60 Benfica'yı önde göstersek de o yüzde 10'luk farkı doğru taktik ile kapatabilmek mümkün. Gerisi atanlar ve tutanlarda…
ÇAKAR: Fenerbahçe'nin Kocaelispor'u yenmesi beklenen bir sonuçtu. Oynanan futbolu beğenmedim. Şimdi en önemli sınavlardan biri geldi; Benfica maçı. Fenerbahçe turu geçerse en az 30 milyon Euro'yu kasasına koyacak. Fakat bu iş kolay değil. Futbolda bazen iki kere iki dört etmez. Favori Benfica ama futbol bu. Fenerbahçe'nin tur şansını yüzde 30 civarında, belki biraz daha altında görüyorum. Vincic, Avrupa'nın en iyi hakemlerinden biridir. Şampiyonlar Ligi play-off ikinci maçları arasındaki en zoru Benfica-Fenerbahçe. Doğal olarak UEFA bu maça Vincic'i atadı.
TÜZEMEN: Fenerbahçe, Kocaelispor'u rahat bir şekilde geçti. Ortaya konan futbolu eleştirenlere katılmıyorum. Eğer Kocaeli takımı biraz çaba harcasaydı, Fenerbahçe sahadan daha farklı bir skorla ayrılabilirdi. Net söylüyorum; Benfica, Fenerbahçe'den daha iyi bir takım değil. Maçı hatırlayalım; Benfica'nın Fenerbahçe kalesinde ayak izi bile yok. Fenerbahçe'nin 6 tane tehlikeli atağı var. Eğer Alman hakem, Portekiz ekibini korumasaydı, rakip 9 kişi kalırdı. Rövanş maçına Slavko Vincic'in atanmasını Başkan Ali Koç'un başarısı olarak görüyorum. UEFA Başkanı Ceferin ile güçlü ilişkileri olan doğru bir hamle yaparak Fenerbahçe'yi ezdirmeyecek adaletli düdükler çalacak bir hakem istemiş ve Ceferin de RAMS Park'a yolladığı Vincic'i bu sefer Lizbon'a göndermiş. Fenerbahçeli futbolcular, Benfica karşısında hakem açısından kafaca rahat çıkacaklar.
BİLGİÇ: Fenerbahçe için tek cümlem var: “Bir cisim yaklaşıyor…”. Mourinho, ligin ruhunu da anladı, takımın potansiyelini de. Benfica karşısında savunma direnci gösteren ve taktik disiplini yüksek oyuncularla oynayacaklar. Son maçta Talisca, takımı sırtladı. Nene ile Alvarez'i henüz görmedik. Lizbon'da ilk 20 dakikayı atlatmaları lazım. Benfica'nın temposunu kırdıkları anda tur şansı yarı yarıya olur. Rakip hoca Kadıköy'de tek santrfor ile oynadı. Bu kez orta sahadan eksilecek. Bu durum, Fenerbahçe'nin dengesini bozmasını ve kontrolü ele almasını sağlayabilir.

SOLSKJAER'İN İYİ BİR OYUN PLANI YOK
ÖZBOSTAN: Beşiktaş'ta başkan Serdal Adalı büyük fedakarlıklar yaparak kadroya önemli takviyeler yaptı. Siyah-beyazlılar bu yarışın içinde olabilirler mi? Alınan isimler yeterli mi?
TÜZEMEN: Solskjaer'in bir oyun planı olduğunu düşünmüyorum. Beşiktaş doğaçlama oynuyor. Yıldızlarının performansına göre hareket ediyor. Başkan Serdal Adalı, en zor dönemde taşın altına elini soktu. Beşiktaş'ın öncelikle istikrarlı bir kadroya ve bir sisteme ihtiyacı var.
BİLGİÇ: Yeni transferlerin istenen düzeye gelmesi, takımı tanıması ve hocayı anlaması için zamana ihtiyaç var. En güzel mesaj Rafa Silva'nın sorumluluk alması. Topu öne taşıdıkları zaman pozisyon bulabiliyorlar. Ndidi ve Orkun da merkezde kaliteyi artırabilecek profiller. Ancak, sorun aynı şekilde çok kolay pozisyon vermelerinde. Henüz bir oyun karakteri kazanmadılar. Ne iyi hücum edebiliyorlar diyebiliriz ne de iyi defans yapabiliyorlar. Geçen sezona göre vücut dilinin çok pozitif olması da önemli.
TİMURLENK: Sergen Yalçın ile kazanılan şampiyonluktan sonra her kasım ayında yarıştan kopan kadroları alırsanız, kantarın bir tarafına bu sezonki kadroyu koyup “Halihazırda eldeki kadro, o erken havlu atan kadrolardan çok daha mı iyi, iyi mi, değ-i”şen bir şey yok mu yoksa daha mı kötü?” sorusunu sorarsınız. Bunun takdirini Beşiktaş taraftarının vermesi gerekiyor. Elbette teknik adam önemli; Orkun ve Ndidi nokta transferler. Ama hangi kadronun ağır basacağı sorusunun cevabını az çok hepimiz biliyoruz.
ÇAKAR: Serdal Adalı'ya kızamıyorum. Bir enkaza devraldı. Hem kadro kalitesi hem de ekonomik olarak zorluklar var. Elinden geleni yapıyor. Aslında Beşiktaş, iki-üç önemli transferle iddialı hale gelebilir. Bekleyip göreceğiz.

reklam

YORUM YAP