reklam
reklam
DOLAR40,7015% 0.02
EURO47,2204% 1.43
STERLIN54,1118% 0.44
FRANG50,6353% 1.11
ALTIN4.395,45% 2,23
BITCOIN113.243,99-2.265
reklam

Merkez Bankası: Talep koşullarının dezenflasyonist etkisi arttı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Merkez Bankası: Talep koşullarının dezenflasyonist etkisi arttı
reklam

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu'nun 24 Temmuz'daki toplantısına ilişkin özet yayımlandı. Küresel ticaret politikalarına dair belirsizliklerin yüksek seviyelerde devam ettiği belirtilirken, küresel büyüme görünümündeki sınırlı iyileşmenin de sürdüğü ifade edildi.

Özette, Türkiye'nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin, 2025 yılında yüzde 2, 2026 yılında ise yüzde 2,3 artacağının tahminine yer verildi.

Küresel talep görünümündeki bozulmanın ham petrol fiyatlarını baskıladığı ve enerji emtia fiyatlarının jeopolitik gelişmelere bağlı olarak dalgalı bir seyir izlediği kaydedildi. Özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“ABD ve diğer ülkelerin önümüzdeki dönemde izleyeceği ticaret ve ekonomi politikalarına dair belirsizlikler ve jeopolitik riskler, küresel iktisadi faaliyetin seyri açısından öne çıkan risk faktörleri olarak belirtilmektedir. Tarife artışlarının enflasyon üzerindeki etkileri ülkeler arasında farklılık gösterebilse de, enflasyon belirsizliğinin küresel ölçekte arttığı ifade edilmiştir. Bu bağlamda, merkez bankalarının indirim süreçlerinde temkinli yaklaşımlarını sürdüreceği öngörülmektedir. Gelişmekte olan ülke piyasalarına portföy girişleri devam ederken, yüksek seviyesini koruyan küresel belirsizlikler ve jeopolitik gelişmeler, portföy hareketleri üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Jeopolitik gelişmeler, enerji fiyatları, risk iştahı, ülke risk primleri ve turizm kanallarından küresel ekonomiyi olumsuz etkileyebilir.”

Özette, Türk lirası (TL) mevduat faiz oranlarının politika faiz oranlarındaki indirim beklentisi etkisiyle 20 Haziran haftasına kıyasla 175 baz puan azalarak, 18 Temmuz haftası itibarıyla yüzde 54,7 seviyesinde olduğu bildirildi.

Aynı dönemde TL ticari kredi faiz oranlarının 381 baz puan azalarak yüzde 55, ihtiyaç kredisi faiz oranlarının 338 baz puan azalarak yüzde 67,6, konut kredisi faiz oranlarının 98 baz puan azalarak yüzde 42,6 ve taşıt kredisi faiz oranlarının ise 17 baz puan gerileyerek yüzde 44,6 seviyesine düştüğü belirtildi. Özette, şu ifadelere yer verildi:

“Bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması 20 Haziran-18 Temmuz döneminde yüzde 2,7 seviyesine gerilemiştir. Bu gelişmede kredi kartı bakiye büyümesindeki azalış belirgin olmakla birlikte, konut ve taşıt kredileri büyümesindeki gerileme de etkili olmuştur. TL ticari kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması yüzde 2,4 seviyesinden yüzde 3'e yükselmiştir. Kur etkisinden arındırılmış YP ticari kredilerdeki 4 haftalık büyüme oranları ise yabancı para (YP) krediler için uygulanan büyüme sınırının altında yüzde 0,4 olarak gerçekleşmiştir.”

PARASAL AKTARIM MEKANİZMASINI GÜÇLENDİRMEK VE TL'YE GEÇİŞİ DESTEKLEMEK AMACIYLA ADIMLAR ATILDI

Parasal aktarım mekanizmasını güçlendirmek ve TL'ye geçişi desteklemek amacıyla makroihtiyati politikalarda mevcut PPK döneminde bir dizi adım atıldığı bildirildi. Özette, şu bilgilere yer verildi:

“Gerçek kişi TL mevduat payına göre hedefler artırıldı; TL payı yüzde 60 ile yüzde 65 arasında olan bankalar için de artış hedefi getirildi. Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarına uygulanan zorunlu karşılık oranı yüzde 33'ten yüzde 40'a yükseltildi; KKM hesapları için belirlenen asgari faiz oranı politika faizinin yüzde 50'sinden yüzde 40'ına indirilmiştir. KKM'den TL'ye geçiş hedefi kaldırıldı; ancak KKM'nin yenilenmesi ve TL'ye geçişine ilişkin toplam hedef korundu. 1 aydan uzun vadelerde de değişken faizli TL mevduat hesabı açılabilmesine imkan tanındı; TÜFE, ÜFE ve TLREF'e endeksli mevduat için zorunlu karşılık oranı tüm vadelerde yüzde 10 olarak belirlendi. Yabancı para mevduat için TL cinsinden tesis edilmesi gereken zorunlu karşılık oranı ise yüzde 4'ten yüzde 2,5'e indirildi. TCMB brüt uluslararası rezervleri, 20 Haziran'dan bu yana 12,9 milyar ABD doları artarak 18 Temmuz itibarıyla 168,6 milyar ABD dolarına yükseldi. Türkiye'nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) 23 Temmuz itibarıyla 282 baz puan seviyesine geriledi. Türk lirasının 1 ay vadeli kur oynaklığı 23 Temmuz itibarıyla yüzde 9,1 seviyesine, 12 ay vadeli kur oynaklığı yüzde 19,8 seviyesine geriledi. Önceki PPK toplantı haftasından bu yana DİBS piyasasına 2,9 milyar ABD doları, hisse senedi piyasasına ise 0,8 milyar ABD doları olmak üzere toplam 3,7 milyar ABD doları net portföy girişi gerçekleşti.”

Özette, mayıs ayında perakende satış hacim endeksinin aylık bazda yüzde 1,6, çeyreklik bazda ise yüzde 3,1 arttığı bildirildi.

Altın hariç, hem aylık hem de çeyreklik artışların daha düşük seviyelerde olduğu vurgulanan özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Aynı dönemde ticaret satış hacim endeksi aylık bazda yüzde 3,3, çeyreklik bazda ise yüzde 3 artmıştır. Hizmet üretim endeksi mayıs ayında yüzde 1,2 artış kaydetmiştir. Çeyreklik bazda ise, yılın ilk çeyreğindeki yüzde 3,3'lük yükselişin ardından mayıs ayında ikinci çeyrekte sınırlı olarak gerilemiştir. Mayıs ayında yükseliş kaydeden kartla yapılan harcamalar haziran ayında yatay seyretmiş, çeyreklik bazda ise artmıştır. Kart kullanım oranındaki son yıllarda görülen artış etkisi dışlandığında, tüketim harcamalarının daha ılımlı gerçekleştiği değerlendirilmektedir. Beyaz eşya satışları nisan-mayıs döneminde artmış, otomobil satışları ise ikinci çeyrekte gerilemiştir. İmalat sanayi firmalarına yönelik anket verileri, temmuz ayında kayıtlı iç piyasa siparişlerinin bir önceki çeyreğin altında olduğunu göstermektedir. Firma görüşmelerinden edinilen tüketim harcamalarına ilişkin tespitler de iç talepte zayıf seyrin devam ettiğine işaret etmektedir. Özetle, yakın döneme ilişkin veriler, talep koşullarının dezenflasyonist etkisinin arttığını göstermektedir.”

Özette, mayıs ayında sanayi üretim endeksinin mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış olarak aylık bazda yüzde 3,1, takvim etkilerinden arındırılmış olarak yıllık bazda ise yüzde 4,9 arttığı anımsatıldı.

Çeyreklik bazda ise sanayi üretiminin mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte yatay bir seyir izlediği belirtilen özette, ana eğilimi izlemek amacıyla tipik oynaklık sergileyen diğer ulaşım ve benzeri sektörler dışlandığında, sanayi üretimindeki aylık artışın daha sınırlı olduğu, çeyreklik bazda ise üretimde sınırlı gerileme gerçekleştiği ifade edildi.

Özette, nisan ayında Ramazan Bayramı tatilinin idari kararla uzatılması sonucu oluşan köprü günlerinin üretim üzerindeki aşağı yönlü etkisinin mayıs ayında kısmi olarak telafi edildiğine dikkat çekildi.

Bu çerçevede, tipik oynak sektörlerin yukarı yönlü etkisi ve nisan ayındaki köprü günleri ile bağlantılı düşük baz birlikte göz önünde bulundurulduğunda, mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte sanayi üretiminin ana eğiliminin görece yatay olduğunun değerlendirildiği belirtildi. Özette, “İmalat sanayine yönelik anket göstergeleri, ikinci çeyrekte imalat sanayinde faaliyetin zayıf seyri sürdüğü işaret etmektedir. İmalat sanayi kapasite kullanım oranı, bir önceki çeyreğe kıyasla 0,3 puan azalmıştır. Temmuz ayına ilişkin öncü veriler, kapasite kullanım oranındaki gerilemenin devam ettiğini göstermektedir. İnşaat üretim endeksi ise mayıs ayı itibarıyla ikinci çeyrekte çeyreklik bazda yüzde 1,1 azalmakla birlikte, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 16,5 artmıştır.”

BANKACILIK SEKTÖRÜNÜN 12 AYLIK BİRİKİMLİ UZUN VADELİ BORÇ ÇEVİRME ORANI, MAYIS AYINDA YÜZDE 168 CİVARINDA GERÇEKLEŞTİ

Özette, mayıs ayında mevsimsellikten arındırılmış istihdamın 32,5 milyon kişi seviyesinde gerçekleştiği ve çeyreklik bazda yüzde 0,1 azaldığı bildirildi.

Bu dönemde, işgücüne katılım oranının çeyreklik olarak değişmediği, işsizlik oranının ise 0,3 puan artarak yüzde 8,5 seviyesine yükseldiği belirtildi. Özette, “Anket göstergeleri, yılın ikinci çeyreğinde imalat sanayi firmalarının geleceğe yönelik istihdam beklentilerinin tarihsel ortalamanın altında seyrettiğini göstermektedir.” denilmiştir.

Özette, mayıs ayında cari işlemler dengesinin dış ticaret açığındaki azalmanın etkisiyle, aylık bazda 700 milyon dolar açık verdiği kaydedildi.

12 aylık birikimli cari açığın ise 16 milyar doları seviyesini koruduğu aktarıldı ve şu değerlendirme yapıldı: “Seyahat gelirleri tatil sezonunun başlamasıyla aylık bazda 5 milyar ABD dolarına yükselerek önceki yıl seviyesinin üzerinde gerçekleşmiştir. Bu dönemde, 12 aylık birikimli seyahat gelirleri 57,2 milyar ABD doları olmuş, hizmetler dengesi fazlası ise 62,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşerek güçlü seyrini sürdürmüştür.”

Özette, haziran ayında mevsimsellikten arındırılmış olarak ihracat azalırken, ithalatın artış kaydettiği bildirildi.

12 aylık birikimli olarak dış ticaret açığının bir önceki aya göre artış gösterdiği ifade edilerek, şunlar kaydedildi:

“Bu çerçevede, 12 aylık birikimli cari açıkta, haziran ayında artış öngörülmektedir. Altın ithalatı, haziran ayında 1,6 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşirken, 12 aylık birikimli olarak 20,6 milyar ABD doları olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış tüketim malı ithalatı, ikinci çeyrekte artmıştır. Mücevher kalemi dışlandığında da hem haziran ayında hem de çeyrek genelinde tüketim malı ithalatı yükselmiştir. Haziran ayına ilişkin geçici dış ticaret verileri, temmuz ayı için yüksek frekanslı öncü verilerle değerlendirildiğinde, üç aylık ortalama eğilimler, ihracatta yatay seyre, ithalatta ise azalışa işaret etmektedir. Yüksek frekanslı veriler, temmuz ayında mücevher hariç tüketim malı ithalatında aylık bazda gerileme meydana gelirken, yüksek seviye korunmaktadır. Cari açığın finansman tarafında, bankacılık sektörünün 12 aylık birikimli uzun vadeli borç çevirme oranı, mayıs ayında yüzde 168 civarında gerçekleşmiştir. Bu oran, bankacılık sektörü dışındaki firmalarda ise yaklaşık yüzde 145 olmuştur. Yurt dışı borçlanma imkanlarının yüksek seviyelerini koruduğu, ancak gelecek dönemde YP cinsi borçlanmanın azalması ve iktisadi faaliyetin yavaşlaması ile borç çevirme oranlarının düşüş eğilimine girebileceği değerlendirilmiştir.”

Tüketici fiyatlarının haziran ayında yüzde 1,37 oranında yükseldiği, yıllık enflasyonun ise 0,36 puan azalarak yüzde 35,05 seviyesinde gerçekleştiği hatırlatıldı. B endeksinin yıllık değişim oranının 0,19 puan düşerek yüzde 34,62'ye gerilediği, C endeksinin ise yıllık değişim oranının 0,27 puan artışla yüzde 35,64 olduğu belirtilmiştir.

Özette, yıllık enflasyona katkıların temel mal ve enerji gruplarında artarken, gıda ve alkolsüz içecekler ile hizmet gruplarında gerilediği kaydedilerek, mevsimsellikten arındırılmış verilerle, tüketici fiyatlarının aylık artışının önceki aya göre belirgin bir değişiklik göstermediği vurgulandı.

Haziran ayında hizmet aylık enflasyonu bir önceki aya kıyasla yükselirken, bu grupta bayram ve akaryakıt fiyatları etkisiyle artan ulaştırma hizmetlerinin yanı sıra geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi güçlü olan eğitim ve kira alt kalemlerinin öne çıktığı ifade edildi. Özette, “Enerji grubunda, son dönemdeki jeopolitik gelişmelerin ardından fiyat artışı güçlenen akaryakıtın yanısıra şebeke suyu grup aylık enflasyonunu etkileyen alt kalemler olmuştur. Temel mallarda aylık enflasyon bir önceki aya göre zayıflarken, kur geçişkenliği yüksek olan dayanıklı tüketim malları alt grubunda beyaz eşya dışındaki kalemlerde sınırlı bir artış gözlemlenmiştir.” denildi.

Özette, gıda fiyatlarının bir miktar gerilediği, bu grupta işlenmemiş gıda fiyatlarının sebze öncülüğünde düşüş gösterdiği, işlenmiş gıdada aylık fiyat artışının ise yavaşladığı belirtildi. Bununla birlikte, taze meyve ve sebze fiyatlarındaki düşüşün mevsim normallerinin altında kalmasının, işlenmemiş gıda fiyatlarındaki gerilemeyi sınırladığı ifade edildi.

Enflasyonun ana eğiliminin haziran ayında yatay seyrettiğine işaret eden özette, şu değerlendirmelere yer verildi:

“Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B endeksinde sınırlı bir miktar gerileme gösterirken, C endeksinde belirgin bir değişiklik olmamıştır. Bu dönemde fiyat artışlarının B endeksini oluşturan gruplardan temel mallar ve işlenmiş gıdada zayıflarken, hizmette ise yükseliş gözlenmiştir. Dağılım ve model bazlı ana eğilim göstergeleri, önceki aya kıyasla belirgin bir değişiklik göstermemiştir. Haziran ayı itibarıyla son üç aylık dönemde mevsim etkilerinden arındırılmış ortalama fiyat artışı, temel mallarda (yüzde 2,06) yatay seyrederken, hizmet sektöründe (yüzde 2,95) bir önceki aya kıyasla artış göstermiştir. Kira hariç hizmetlerde de bu oran bir miktar yükselerek yüzde 2,55 olmuştur.”

Özette, hizmet sektöründe hakim olan fiyatlama davranışının önemli bir atalete neden olarak, şokların enflasyon üzerindeki etkilerinin uzun bir zamana yayılmasına neden olduğu belirtildi.

Bu görünümle, hizmet enflasyonunun mallara göre yüksek seyrini sürdürdüğü vurgulanan özette, haziran ayında hizmet grubu fiyat artışlarının bir miktar güçlendiği ifade edildi.

Özette, ulaştırma hizmetlerinde fiyatların bayram ve akaryakıt fiyat gelişmelerinin etkisi ile birlikte diğer hizmetler alt grubundaki eğitim hizmetlerinde fiyatların özel okul ücretlerindeki artışa bağlı olarak bir önceki aya kıyasla yükseldiği belirtildi. Bu dönemde, aylık kira enflasyonunun kontrat yenileme oranındaki mevsimsel etkilerle yükseldiğine dikkat çekildi. Haberleşme ve lokanta-otel gruplarında aylık enflasyon ise görece ılımlı seyrini korudu.

Özette, “Perakende Ödeme Sistemi (PÖS) mikro verileri üzerinden takip edilen öncü göstergeler, temmuz ayında yenilenen kontrat oranındaki artış nedeniyle aylık kira enflasyonunun mevsimsel etkilerle yükseleceğini, ancak yıllık bazda yavaşlama eğilimini sürdüreceğini göstermektedir. Gerek PÖS mikro verilerden elde edilen yeni ve yenilenen sözleşmelerde oluşan gerekse de konut değerleme raporları üzerinden takip edilen kira artış oranlarının, TÜFE'deki mevcut yıllık kira enflasyonunun altında kalmaya devam ettiği izlenmektedir.” denildi.

“ANA SANAYİ GRUPLARI İTİBARIYLA FİYAT ARTIŞLARI, JEOPOLİTİK GELİŞMELERİN ETKİSİYLE ENERJİ GRUBUNDA GÜÇLÜ SEYRETMİŞTİR”

Özette, üretici enflasyonunun son dönemdeki jeopolitik gelişmelerden olumsuz yönde etkilendiği ifade edilerek, “Yurt içi üretici fiyatları haziranda enerji kalemleri öncülüğünde yüzde 2,46 oranında artmış, yıllık enflasyon ise 1,32 puan artarak yüzde 24,45'e yükselmiştir. Bu dönemde ana sanayi grupları itibarıyla fiyat artışları, jeopolitik gelişmelerin etkisiyle enerji grubunda (yüzde 8,42 ile) güçlü seyretmiştir.” denildi.

Temmuzda uluslararası emtia fiyatlarının bir miktar gerilediği belirtilirken, haziranda jeopolitik gelişmelerin etkisiyle önemli ölçüde yükselen enerji grubu fiyatlarının, temmuzda nispeten ılımlı seyrettiği vurgulandı.

Özette, enerji dışı emtia fiyatlarının azaldığına değinilerek, bu gelişmede tarımsal emtia fiyatlarının belirleyici olduğu ifade edildi.

Küresel gelişmelerle ilgili olarak, haziran ayında bir süre 78 dolar seviyesinde seyreden Brent ham petrol fiyatlarının, temmuz ayının üçüncü haftası itibarıyla ortalama 71 dolar seviyesine gerilediği bildirildi. Jeopolitik gelişmelerin ve küresel ticarette artan korumacılığın dezenflasyon sürecine olası etkileri yakından takip edilmektedir.

Özette, Küresel Arz Zinciri Baskı Endeksi'nin haziranda tarihsel ortalamasına yakın gerçekleştiğine vurgu yapıldı. Bu dönemde gerek küresel konteyner endeksi gerekse Çin'e yönelik konteyner endeksi önemli ölçüde yükselmiş, fakat bu durumun temmuz ayının ilk yarısında düşüşe geçtiği ifade edildi.

Döviz kuru sepetinin, avro kurunda daha belirgin olmak üzere, haziranda yükseldiğine dikkat çekilirken, şu ifadeler yer almıştır:

“Bu dönemde mevsimsel etkilerden arındırılmış imalat sanayi PMI verileri, girdi fiyatlarında artışa, ürün fiyatlarında ise yavaşlamaya işaret etmiştir. Temmuz ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre, 2025 yıl sonu enflasyon beklentisi 0,2 puan düşerek yüzde 29,7 seviyesine gerilemiştir. 2026 yıl sonu enflasyon beklentisi değişmezken, gelecek on iki ay ve yirmi dört ay sonrasına dair enflasyon beklentileri sırasıyla 1,2 puan ve 0,3 puan aşağı güncellenerek, yüzde 23,4 ve yüzde 17,1 seviyesinde gerçekleşmiştir. 5 yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise 0,2 puan artışla yüzde 11,2 düzeyinde ölçülmüştür. Reel sektörün beklentilerine bakıldığında, firmaların on iki ay sonrasına ilişkin yıllık enflasyon beklentisi, haziran ayında 1,2 puan azalarak yüzde 39,8 seviyesine gerilemiştir. Aynı dönemde hane halkının on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentileri ise 6,9 puan düşerek yüzde 53,0 seviyesinde seyretmektedir. Enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışları dezenflasyon süreci açısından risk unsuru olarak değerlendirilmektedir.”

Özette, öncü verilerin temmuzda aylık enflasyonun geçici olarak artacağına işaret ettiği belirtilerek, bu dönemde aylık tüketici enflasyonunun seyrinde yönetilen-yönlendirilen fiyat ve vergi ayarlamalarının etkisinin yanı sıra, hizmet sektörüne ait zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek alt kalemlerdeki gelişmelerin de önemli olduğu vurgulandı.

Buna karşın, ana eğilimin ılımlı seyredeceği bildirildi. Özette, “Mevsimsel etkilerden arındırıldığında, aylık enflasyonun temmuzda temel mal ve hizmetlerde bir miktar yükselebileceği izlenmektedir. Öncü verilere göre, dayanıklı tüketim mallarında mobilya ve otomobil alt kalemlerindeki fiyat artışları öne çıkarken, diğer alt kalemlerde görece ılımlı bir seyir gözlemlenmektedir. Bu dönemde hizmetler sektöründe ise kiraya ek olarak haberleşme ve sağlık hizmetleri gibi zamana bağlı fiyat belirleme eğilimi yüksek kalemlerdeki fiyat gelişmeleri etkili olacaktır.” değerlendirmeleri yer aldı.

Özette, temmuzda ana gruplar arasında enerji sektörünün yüksek fiyat artışlarıyla öne çıkacağı, bu gelişmede meskenlere yönelik doğal gaz tarifesinde yapılan düzenleme ile akaryakıt ve tüp gazdaki maktu vergi güncellemesinin etkilerinin belirleyici olacağı öngörüldü.

Bu dönemde alkollü içecekler ve tütün grubunda da maktu vergi ayarlamasından kaynaklanan fiyat artışlarının izlenmesi gerektiği belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:

“Öte yandan, temmuzda gıda fiyatlarının ılımlı seyrini sürdürmesi beklenmektedir. İşlenmemiş gıda tarafında taze meyvelerde mevsim ürünleri ile fiyat düşüşleri gözlemlenmekte, işlenmiş gıda enflasyonunun ise ekmek-tahıl grubu ön planda olmak üzere bir miktar yükselebileceği öngörülmektedir. Tüm veriler ışığında, öncü veriler temmuz ayında dezenflasyon sürecinin devamına işaret etmektedir.”

“ENFLASYONDA BELİRGİN VE KALICI BİR BOZULMA ÖNGÖRÜLMESİ DURUMUNDA TÜM PARA POLİTİKASI ARAÇLARI ETKİLİ ŞEKİLDE KULLANILACAKTIR”

Özette, Para Politikası Kurulunun, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 46'dan yüzde 43'e indirdiği anımsatılarak, Kurulun ayrıca, Merkez Bankası gecelik vadede borç verme faiz oranını yüzde 49'dan yüzde 46'ya, gecelik vadede borçlanma faiz oranını ise yüzde 44,5'ten yüzde 41,5'e düşürdüğü belirtilmiştir.

Fiyat istikrarı sağlanana kadar sürdürülecek sıkı para politikası duruşunun, talepte dengelenme, Türk lirasında reel değerlenme ve enflasyon beklentilerinde düzelme vasıtasıyla dezenflasyon sürecini destekleyeceği ifade edilmiştir. Ayrıca, maliye politikasının eşgüdümünün bu sürece katkı sağlayacağı kaydedilmiştir.

Özette, kurulun politika faizine dair atacağı adımların enflasyon gerçekleşmelerini, ana eğilimini ve beklentilerini göz önünde bulundurarak öngörülen dezenflasyonun gerektirdiği sıkılığı sağlayacak şekilde belirleneceğine atıfta bulunulmuştur. Bu bağlamda, şu değerlendirmelere yer verilmiştir:

“Adımların büyüklüğü, enflasyon görünümü odaklı, toplantı bazlı ve ihtiyatlı bir yaklaşımla gözden geçirilecektir. Enflasyonda belirgin ve kalıcı bir bozulma öngörülmesi halinde tüm para politikası araçları etkili şekilde kullanılacaktır. Kredi ve mevduat piyasalarında öngörülenin dışında gelişmeler yaşanması halinde parasal aktarım mekanizması ilave makroihtiyati adımlarla desteklenecektir. Likidite koşulları da yakından izlenirken, likidite yönetimi araçları etkili şekilde kullanılmaya devam edecektir. Kurul, politika kararlarını enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirleyecektir. Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede alacaktır.”

reklam

YORUM YAP

reklam

DÖVİZ KURLARI

  • DolarDOLAR
    ALIŞSATIŞFARK
    40,592540,7015% 0.02
  • EuroEURO
    ALIŞSATIŞFARK
    47,100247,2204% 1.43
  • SterlinİNG. STERLİNİ
    ALIŞSATIŞFARK
    53,962054,1118% 0.44
  • FrangİSV. FRANGI
    ALIŞSATIŞFARK
    50,530550,6353% 1.11
  • Kanada DolarıKAN. DOLARI
    ALIŞSATIŞFARK
    29,476029,5310% 0.6
  • Çeyrek AltınÇEYREK ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    7.031,927.186,56% 2,23
  • Gram AltınGRAM ALTIN
    ALIŞSATIŞFARK
    4.394,954.395,45% 2,23
  • BitcoinBITCOIN
    FİYATDEĞİŞİM
    113.243,99-2.265
reklam

DÖVİZ ÇEVİRİCİ

  • Satış
    Alış