MHP Genel Başkan Yardımcısı İzzet Ulvi Yönter, CNN Türk canlı yayında gündemi değerlendirdi. Yönter, “Türkiye dünyaya vicdan dersi verdi” şeklinde ifadelerde bulundu.
İzzet Ulvi Yönter'in Açıklamaları
Gazze'de 738 gün boyunca büyük bir soykırım suçu işlendi. Masum insanların ve mazlumların kanı aktı, halk toplu şekilde imanın sınırına getirildi. Gazze'nin kuzey mahallelerinden orta ve güney mahallelerine doğru insanlar kafileler halinde yollara düştü ve evlerinden koptular. Gazze'nin yüzde 90'ı enkaza dönüştü. Hiçbir savaş barışla mukayese edilemez. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz.
Türkiye Dünyaya Vicdan Dersi Verdi
Şarm el Şeyh deklarasyonu, Orta Doğu ve Gazze halkında umut uyandırdı. Akan kanın durması için büyük bir fırsat kapısı araladı. Türkiye, 7 Ekim 2023'ten itibaren dünyaya vicdan ve merhamet dersi verdi.
Gazze'yi veya genel anlamda Filistin'i savunmak için mutlaka Filistinli olmaya gerek yok; insan olmak başlı başına yeter. Şarm el Şeyh deklarasyonunda ABD, Katar, Mısır ve Türkiye imzacı ülkeler arasında yer aldı. Fakat imzadan sonra İsrail'in bazı saldırıları devam etti. Gazze'de kimliği belirsiz çetelerin türediği iddia ediliyor. Yine de varılan mutabakat, Hamas ile İsrail arasında geçici ateşkes anlaşmasının kalıcı hale gelmesi için barış antlaşmasıyla taçlandırılmalı. Daha önemlisi, iki devlette çözüm, Orta Doğu'nun huzuru ve istikrarı açısından kaçınılmaz bir gereklilik.
Filistin Cumhuriyeti Kurulmalı
1967 sınırları temelinde başkenti doğu Kudüs olan bağımsız bir Filistin Cumhuriyeti'nin kurulması, bölgedeki barışı sağlamak için elzemdir. Filistin Cumhuriyeti kurulmadığı sürece atılacak adımlar nafile olacaktır. İlk aşama, akan kanın durması ve silahların susması gerekiyor.
Filistin halkının meşru taleplerine kimsenin kayıtsız kalmaması gerekiyor. 193 üye ülkeden 157'si Filistin'i tanımıştır. Bu durum, iki devletli çözüme ihtiyaç olduğunun altını çizmektedir. Genel Başkanımız bunu grup toplantısında ifade etti.
Filistin Cumhuriyeti'nin kurulması sadece bölge barışına değil, dünya barışına da büyük katkı sağlayacaktır. Bu, Türkiye'nin güvenliği açısından da bir zorunluluğu temsil etmektedir. Filistin halkının bağımsız bir gelecek için planlamaları, Şarm el Şeyh'teki 2025 barış deklarasyonu ile yeniden umutları canlandırdı. Ancak bunun devamı gelmelidir.
Türkiye'nin bu süreçte yer alması, bölgesel istikrar açısından da önemli bir ihtiyaçtır.
Türkiye, tarih açısından baktığında kesinlikle Gazze'de olmalıdır. Yapılması gereken daha çok adım vardır. Türkiye, dünyayı ayağa kaldırmış ve öncü bir adım atmıştır. Cumhurbaşkanımızın Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda yaptığı konuşma ve sergilediği fotoğraflar, dünya kamuoyunda büyük bir etki yaratmıştır.
İsrail İmzasına Sadık Kalmalı
İsrail'in attığı imzaya sadık kalıp kalmadığı ayrıca değerlendirilmelidir. İsrail'in sicili oldukça bozuk. Hukuki anlamda bir duruş sergileyeceğine inanmak zor, ancak bu süreçte kapana girmiş durumdalar. Masum bebeklerin kanı döküldü. Orta Doğu’da barış iklimini görmek istiyoruz.
Karşımızda acımasız bir İsrail var ve bunu anlamaya çalışan bir yaklaşım var. Ateşkesi ihlal etme olasılıklarını göz önünde bulundurmak gerekir. Eğer ihlal olursa, bunun için bir mekanizma oluşturulmalıdır ve Türkiye bu mekanizmanın içinde yer almalıdır. Bunun bir bedeli olmalıdır ve olacaktır. İnsanlık vicdanı artık kıyam halindedir. Yeniden soykırım aşamalarına dönüş, masumların katledilmesine neden olacaktır ve bunun bedelini ödeyemeyeceklerdir. Şu an bunun işaretleri açıkça görülmektedir.
Cumhurbaşkanımız Şarm el-Şeyh'e giderken Netanyahu'nun katılacağı açıklanmıştı ama uçağın piste teker vuracağı anda geri çekildiler. Aynı şekilde diğer ülkelerin liderleri de benzer bir refleks gösterdiler. İsrail yalnızca taahhütlerine uygun hareket etmelidir. Verdiği sözlere sadık kalmalıdır.
Trump'ın Tek Derdi Rehineler
Şimdi Hamas’ın silahsızlanması konusu söz konusu. Hamas, “İki devletli çözüm olmadan silah bırakmayacağım” diyor. ABD Başkanı ise “Silahı bırakmazlarsa biz onları silahsızlandıracağız” açıklamasında bulundu.
ABD Başkanı Tel Aviv'de İsrail Meclisi'ne hitap etti ve bazı milletvekilleri onu protesto etti. Üzülerek belirtmeliyim ki, ABD Başkanı'nın derdi sadece rehine meselesi gibi görünüyor. 70 bin insanın hayatını kaybettiği bir yerde, hak ve adalet temelli bir yaklaşım sergilenmelidir, hukukun ve eşitliğin ön planda olması gerekmektedir.
CHP Siyasi Ahlaktan Mahrum Bir Parti
Brüksel'de Cumhurbaşkanını yuhalayan bir siyasi tavır, medeni ülkelerde yer bulamaz. Bu, Türkiye’ye karşı sergilenen şerefli bir tavır değildir. CHP yönetimi siyasi ahlaktan mahrum bir profil çizmektedir ve bu durum, Aziz Atatürk'ün ruhunu incitmektedir.
