

Türkiye Acil Tıp Vakfı'nın başkanı olan Prof. Dr. Şahin Çolak, acil servisler hakkında dikkat çekici bilgileri kamuoyuyla paylaştı: “Acil durumlar, renk kodları aracılığıyla sınıflandırılıyor; yeşil alanlar daha az acil durumu, sarı alanlar orta acil durumu, kırmızı alanlar ise en acil hastaları temsil ediyor. Kırmızı alanda bekleme söz konusu olamaz ve muayene süreci hemen başlar. Sarı alana alınan hastaların bekleme süresi 10 dakikayı geçmezken, yeşil alandaki hastalar için bu süre en fazla 1 saati bulmaktadır.
Yılda 200 Milyon Acil Başvuru
Ülkemizde her yıl yaklaşık 200 milyon acil başvuru gerçekleştirilmektedir. Bu başvuruların yaklaşık yüzde 65'i yeşil alan sıralamasına, yaklaşık yüzde 35'i sarı alana ve sadece yüzde 1-2'si kırmızı alana düşmektedir. Acil hisseden her hasta, kendi açısından acil kabul edilmelidir. Hastalara kendi kendilerini değerlendirme yükünü veremeyiz; bu kararı doktor vermelidir. Baş ağrısı çeken bir hasta da acil durumda olabilir, ancak tedavi yöntemine hekim karar vermektedir.
Her Hastalığa Serum Uygulanamaz
Tıpta bir kural bulunur; hastanın ağız yolu açıksa, damardan tedavi uygulanmaz. Yani ağızdan tedavi edilen bir durum, damar yolu ile tedavi edilemez; bu, yan etki riski artırır. Yapılan bir araştırmaya göre kas içine uygulanan tedavi ile ağız yoluyla yapılan tedavi arasında 5 dakikalık bir etki farkı bulunmaktadır. Eğer biri 15 dakikada etki ediyorsa, diğeri 20 dakikada etki etmektedir.”
KASIM Ayı Grip Sezonu
Türkiye Acil Tıp Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Özgür Söğüt, “Acil başvurularının en yoğun yaşandığı dönem grip mevsimidir. Şu anda grip sezonu tam olarak başlamış değil ancak kasım ayının ikinci haftasıyla birlikte artış yaşanmasını bekliyoruz. Şu an için hafif bir hareketlilik söz konusu fakat henüz tam anlamıyla bir sezon başlangıcı gerçekleşmedi” açıklamasında bulundu.



