Son dönemlerde artan okul katliamları, toplumda büyük tedirginlik yaratırken, bu olayların sebepleri üzerine tartışmalar da başlamış durumda. Her ne kadar toplumsal faktörler, ruhsal sağlık sorunları gibi unsurlar öne çıksa da, sosyal medyanın bu tür olaylarda nasıl bir rol oynadığı üzerine yoğun bir analiz yapılması gerektiği ifade ediliyor.
Uzmanlar, sosyal medya platformlarının genç bireylerin düşünce yapısını nasıl etkilediğine dikkat çekiyor. Zira, şiddeti glorifiye eden içeriklerin kolayca ulaşılabilir olması, bazı gençlerin bu durumdan etkilenmesine neden olabiliyor. Bunun yanı sıra, sosyal medyanın sağladığı anonimlik, sakıncalı davranışların cesaretlendirilmesine yol açabiliyor.
Buna ek olarak, okula yönelik şiddet olaylarında fail olan bireylerin sosyal medya paylaşımlarında, çoğu zaman yalnızlık, yabancılaşma veya intihar düşüncelerinin meydana geldiği gözlemleniyor. Bu durum, sosyal medya takibinin ve bu platformlardaki davranışların önemini bir kez daha gündeme getiriyor.
Öte yandan, sosyal medya şirketleri de kullanıcı güvenliğini artırmak adına çeşitli önlemler almakta. İçerik denetim sistemlerinin güçlendirilmesi, zararlı içeriklerin hızlı bir şekilde kaldırılması gibi adımlar, bu tür olayları önlemek adına atılıyor.
Sonuç olarak, sosyal medyanın, okul katliamları gibi vakalarda bir etken olup olmadığı konusunda daha fazla araştırma yapılması gerektiği hususu genel bir görüş olarak ortaya çıkıyor. Toplum olarak, bu sorunla ilgili daha kapsamlı bir farkındalık sağlamanın önemine vurgu yapılıyor.
