reklam
reklam
DOLAR40,5935% 0.02
EURO46,5809% 0.48
STERLIN53,8469% 0.09
FRANG50,0043% 0.38
ALTIN4.301,85% 0,65
BITCOIN118.185,470.019
reklam

Pasifik’te Kırmızı Alarm: ‘Mega Deprem’ Korkuttu! Uzmanlar Uyardı

Yayınlanma Tarihi : Google News
Pasifik’te Kırmızı Alarm: ‘Mega Deprem’ Korkuttu! Uzmanlar Uyardı
reklam

Rusya'nın doğusunda, 8,8 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, son yılların en şiddetli sarsıntılarından biri olarak kaydedildi. Bu güçlü sarsıntı, yalnızca Rusya’yı değil, tüm Pasifik havzasını da etkiledi.

Depremin ardından meydana gelen tsunami dalgaları, Japonya'nın kıyılarına kadar ulaştı. Uzmanlar, bölgedeki halkı hemen acil durum önlemleri almaları için uyardı. Tsunami uyarıları, yalnızca Japonya ile sınırlı kalmayarak, Güney Pasifik adaları, Hawaii, Kuzey ve Orta Amerika, Yeni Zelanda gibi geniş bir coğrafyada alarm seviyesinin yükselmesine yol açtı. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu (USGS), depremin ardından tsunami izleme merkezlerini devreye alarak birçok kıyı ülkesine uyarılar gönderdi.

‘1952’DEKİ DEPREM BU BÖLGE İÇİN ÖNEMLİ BİR İŞARET’

Gazi Üniversitesi Deprem Araştırma Merkezi Kurucu Başkanı Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Süleyman Pampal, Pasifik Çevresi’nde meydana gelen depremlerin bilimsel önemine vurgu yaparak, 1952 yılında aynı bölgede yaşanan büyük depremin önemli veriler sunduğunu ifade etti.

1952’deki depremin sığ derinlikte ve kıyıya yakın bir noktada meydana gelmesine dikkat çeken Prof. Dr. Pampal, “Tam bu noktada yaşanan depremin verileri kritik öneme sahip. Pasifik Çevresi, dünyada depremselliğin en yüksek olduğu alanlardan biri. Bu bölge, seyrek nüfuslu olduğu için belki de bizden daha iyi önlemler alıyorlar” dedi.

‘SARSINTININ CİDDİ HASAR YARATMAMASI İLGİNÇ’

Prof. Dr. Pampal, depremin sarsıntı etkisine rağmen ciddi bir yapısal hasarın meydana gelmemesini ilginç bulduğunu dile getirerek, “Kıyıya 150 kilometre mesafede ve oldukça sığ bir depremden söz ediyoruz. Böyle bir depremin, derin olması beklenirdi. Ama buna rağmen sarsıntının büyük bir hasar yaratmaması dikkat çekici. Bu, o bölgede yapıların bilinçli şekilde inşa edildiğini gösteriyor” şeklinde konuştu.

'BU DALGALAR KIYAYA DOĞRU YAKLAŞIRKEN SÖNÜMLENİR'

Tsunami riski hakkında görüşlerini paylaşan Prof. Dr. Süleyman Pampal, şunları söyledi:

“Depremler aniden meydana gelir, ancak tsunami daha sonra oluşur. Kıyılarda tedbir almak mümkündür. Önemli olan, halkın doğru zamanda ve doğru şekilde bilgilendirilmesidir. İnsanlar uyarı sistemleri devreye girdiğinde, bunu yeni bir uygulama gibi algılayabiliyor. Ancak California ve Japonya'da olduğu gibi, bu uyarılar otomatik olarak devreye girer. Ayrıca, depremin oluşturduğu tsunami dalgaları kıyılara doğru yaklaşırken sönümlenir. Uzaklaştıkça büyüdüğü düşüncesi yanlıştır.”

‘TSUNAMİLERDE ESAS TEHLİKE DALGA YÜKSEKLİĞİDİR’

Prof. Dr. Pampal, tsunami hakkında kamuoyunda sıkça karıştırılan bir konuya dikkat çekti. Tsunami dalgasının yorumlanmasında çoğunlukla dalga boyu ile dalga yüksekliğinin karıştırıldığını belirtti.

Prof. Dr. Pampal, “Bahsettiğimiz aslında dalga yüksekliğidir. Bu, dalganın deniz seviyesinden ne kadar yukarı çıktığıdır. Kıyıdaki etkiler bu yükseklikle doğrudan ilişkilidir” dedi.

Ayrıca, dalga boyunun farklı bir kavram olduğuna dikkat çeken Pampal, “Dalga boyu, bir dalganın diğerine olan uzaklığıdır. Tsunami tek bir dalga değil, birbirini izleyen büyük dalgalardan oluşur. Aralarında uzun mesafeler olabilir. Ancak önemli olan, bu dalgaların yüksekliğidir” ifadesini kullandı ve devam etti:

“Tsunami dalga yüksekliği, durumlara bağlı olarak 3-5 metreden başlayıp 30-40 metreye kadar çıkabiliyor. Asıl yıkımı belirleyen de budur. Bu nedenle dalga yüksekliği, erken uyarı sistemlerinin ve kıyı güvenlik önlemlerinin temel parametreleri arasındadır.”

OLUŞABİLECEK ARTÇILAR KORKUTUYOR!

Bölgedeki olası artçı sarsıntılar hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Süleyman Pampal, “Artçı sarsıntılar teorik olarak 7,8 büyüklüğüne kadar çıkabilir. Kesin bir şey söylemek mümkün değil, ama bu olasılığı göz ardı etmemek gerekiyor. Bölge, yeni depremler üretebilecek aktif levha sınırlarına sahiptir. Sürecin dikkatlice izlenmesi gerekli” dedi.

Japon deprem uzmanı Yoshinori Moriwaki, Rusya'nın en doğusundaki Kamçatka Yarımadası'nda yaşanan 8,8 büyüklüğündeki depremin küresel etkileri hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu. Moriwaki, CNN TÜRK’e verdiği demeçte, bölgenin jeolojik yapısına ve tsunami riskine vurgu yaptı.

“Bu deprem, Rusya’nın en doğusundaki Kamçatka’da meydana geldi. Japonya’nın kuzeyindeki Hokkaido’da ise şiddeti 5-6 aralığında hissedildi. Tsunami için 3 metrelik bir uyarı yapıldı” diyen Moriwaki, Pasifik Ateş Çemberi’nin tehlikeli doğasına dikkate çekti.

Moriwaki, Kamçatka’nın dahil olduğu bu sismik kuşağın tarih boyunca büyük depremler ürettiğini hatırlatarak, “1960’larda Kamçatka’da 9 büyüklüğünde, Şili’de ise 9,5 büyüklüğünde depremler yaşandı. Aynı sistem Alaska, Filipinler ve Endonezya gibi ülkeleri de etkiliyor” dedi.

Uzman, Kamçatka’daki depremin büyüklüğünü vurgularken, 6 Şubat 2023’te Türkiye’de yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremlerle kıyaslama yaptı: “Bu 8,8’lik deprem, 2023 Türkiye depremlerinden yaklaşık 32 kat daha fazla enerji boşalttı. Rusya ve Japonya’nın tam ortasında yer alıyor. Ancak Rusya’nın büyük nüfusu batıda, doğu kesimi daha seyrek yerleşimli. Burada daha çok balıkçılar yaşamaktadır ve çok fazla bina yok” ifadelerini kullandı.

Moriwaki, Kamçatka bölgesindeki tsunami dalgalarının 4 ila 8 metreye ulaştığını, fakat zeminin kayalık olması ve nüfus yoğunluğunun düşük olmasından dolayı büyük bir yıkım yaşanmadığını belirtti.

2011 yılında Japonya’yı vuran ve büyük bir tsunamiyi tetikleyen Tohoku depremini de değinen Moriwaki, Kamçatka’daki depremin etkilerinin o ölçekte olmadığını ifade etti: “2011’deki Tohoku depreminde, yaklaşık 400 kilometrelik bir fay hattı tek seferde kırıldı. Bu mesafe, Ankara ile İstanbul arası kadar. Kırılma yüzeye çok yakın olduğundan, tsunami kısa sürede 15 metreye kadar ulaşmıştır. Bu seferki gibi değil.”

Dünya tarihinin en güçlü depremleri arasında yer alan bu olay, geçmişte yaşanmış benzer depremleri yeniden gündeme getirdi. İşte USGS verilerine göre kayıtlara geçmiş en büyük depremlerden bazıları:

1- EKVADOR: Esmeraldas Depremi (1906)

31 Ocak 1906’da Ekvador açıklarında meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, yaklaşık 1500 kişinin ölümüne yol açtı. Tsunami dalgaları, Orta Amerika sahilleri boyunca etki gösterdi ve hatta San Francisco ile Japonya kıyılarına kadar ulaştı.

2- ÇİN: Tibet Depremi / Assam (1950)

15 Ağustos 1950’de Tibet ve Hindistan sınırında meydana gelen 8,6 büyüklüğündeki deprem, 780’den fazla kişinin ölümüne yol açtı. Nehir yataklarını tıkayan büyük heyelanlar, sonrasında 7 metrelik ölümcül bir sel dalgası oluşturdu.

3- RUSYA: Kamçatka Depremi (1952)

4 Kasım 1952’de, Rusya'nın Kamçatka Yarımadası açıklarında 9 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Sonrasında oluşan tsunami, Hawaii kıyılarına ulaştığında 9 metreden (yaklaşık 30 feet) yüksek dalgalar yarattı. Neyse ki, bu felaket ciddi can kaybına neden olmadı; ancak maddi hasar oldukça büyüktü.


Rusya'nın Kamçatka bölgesindeki Avrasya levhasında yer alan en büyük yanardağ Klyuchevskoy, 8.8 büyüklüğündeki depremin ardından faal duruma geçerek 3 kilometre yüksekliğe kadar kül püskürttü.

4- ŞİLİ: Biobío / Valdivia Depremi (1960)

Tarihte kaydedilen en büyük deprem, 22 Mayıs 1960’da Şili’nin orta kesiminde meydana geldi. 9,5 büyüklüğündeki bu devasa sarsıntı, “Büyük Şili Depremi” ya da “Valdivia Depremi” olarak biliniyor. Sonrasında oluşan dev tsunami dalgaları, Şili kıyılarını yerle bir etti; binlerce kilometre uzaktaki Hawaii, Japonya ve Filipinler’e kadar ulaştı. 1600’den fazla insan hayatını kaybetti, on binlerce kişi yaralandı ve ülkenin büyük bölümü harabeye döndü.

5- ALASKA: Prens William Boğazı Depremi (1964)

27 Mart 1964’te, Alaska’nın Prens William Boğazı’nda 9,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Yaklaşık 5 dakika süren sarsıntı, ABD tarihinde kaydedilen en büyük deprem olarak tarihe geçti. Tsunami, ABD ve Kanada’nın batı kıyılarında büyük yıkıma yol açtı. Deprem ve tsunamide toplam 130’dan fazla insan hayatını kaybetti. Devasa heyelanlar, yer yer deniz seviyesinin üzerinde büyük yükselmelere neden oldu.

6- ALASKA: Rat Adaları Depremi (1965)

1965 yılında Alaska’nın Rat Adaları’nda 8,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi; 11 metrelik tsunami dalgaları oluşturdu. Deprem bölgesinde binalarda ve altyapıda çatlaklar meydana geldi ancak can kaybı yaşanmadı. Bölge, düşük nüfus yoğunluğu sayesinde büyük bir felaketten kurtulmuş oldu.

7- ENDONEZYA: Sumatra – Hint Okyanusu Depremi (2004)

26 Aralık 2004’te meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki Sumatra depremi ve sonrasında gelen tsunami, modern tarihinin en ölümcül doğal afetlerinden biri olarak hafızalarda yer etti. Güneydoğu Asya’dan Afrika kıyılarına kadar uzanan etki alanında yaklaşık 230 bin kişi yaşamını yitirdi. Endonezya’da ise 167 binden fazla insan hayatını kaybetti. Tsunami, kıyı yerleşimlerini haritadan silip süpürdü.

8- ŞİLİ: Biobío / Maule Depremi (2010)

27 Şubat 2010’da Şili’nin Maule bölgesinde meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki deprem, başkent Santiago dahil birçok yerleşim bölgesini şiddetle sarstı. Yaklaşık bir buçuk dakika süren sarsıntının ardından gelen tsunami, kıyı şehirlerinde büyük yıkıma neden oldu. 500’den fazla insan yaşamını yitirdi, altyapı ağır hasar aldı.

9- JAPONYA: Tohoku Depremi (2011)

11 Mart 2011’de Japonya’nın kuzeydoğusunda meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki Tohoku depremi, sadece büyük bir tsunamiye neden olmakla kalmadı, aynı zamanda Fukuşima Nükleer Santrali’nde üç reaktörün erimesiyle büyük bir nükleer felakete yol açtı. 18 binden fazla insan hayatını kaybetti; kaybolan kişilerin sayıları ise bilinmiyor. Bu olay, Japonya’nın tarihindeki en pahalı ve yıkıcı felaketlerden biri olarak kabul ediliyor.

10- ENDONEZYA: Sumatra Depremi – (2012)

2012 yılında Endonezya’nın kuzeyinde, Sumatra Adası açıklarında 8,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Büyük bir tsunamiye yol açmayan bu sarsıntı, 2004’teki yıkıcı felaketin yaşandığı aynı fay hattı üzerinde stresin arttığını gösterdi. Uzmanlar, bu bölgenin hala büyük depremler üretme potansiyeline sahip olduğunu belirtiyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Rusya’nın doğusundaki Kamçatka Yarımadası’nda meydana gelen 8,8 büyüklüğündeki sarsıntının ‘mega deprem’ olarak adlandırılabileceğini belirterek, “Böyle depremlerden saatler sonra Pasifik Okyanusu boyunca tsunami gelişebilir. Ayrıca artçı şokların büyüklüğü 7,5-7,8’e kadar ulaşabilir” dedi.

Sözbilir, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, depremin Pasifik Okyanusu ile Asya levhası sınırı boyunca bindirme fayı niteliğindeki levha sınır fayı üzerinde yaşandığını söyledi. Mega depremlerin levha sınırları boyunca ve bindirme faylarında meydana geldiğini anlatan Sözbilir, sözlerine şöyle devam etti:

“Bu bölge 'ateş çemberi (ring of fire)' olarak bilinmektedir. Dünyanın sismik ve volkanik faaliyet açısından en aktif bölgelerinden biri. Deprem büyüklüğü ve sığ oluşu dikkate alındığında önemli oranda can ve mal kaybının olması muhtemeldir. Böyle depremlerden saatler sonra Pasifik Okyanusu çevresinde tsunami gelişecektir. Ayrıca artçı şoklar 7,5-7,8 büyüklüğüne varabilir. Böyle büyük depremler, komşu fayları da tetikleyebilir.”

reklam

YORUM YAP