Bir mimar, tarih öncesi dönemlere kadar uzanan bir geleneği modern bir dokunuşla harmanlayarak, evini tam 3 bin yıllık bir zeytin ağacına bakacak şekilde inşa etti. Bu eşsiz yapı, hem geçmiş ile günümüzü bir araya getiriyor hem de doğayla iç içe bir yaşam sunuyor.
Mimar, zeytin ağacının öyküsünü ve bu ağacı evinin kalbinde konumlandırma fikrinin arka planında yatan ilhamı paylaştı. “Zeytin ağaçları, yüzyıllardır insanların yaşamında önemli bir yer tutuyor. Bu ağaç, sadece bir bitki değil, aynı zamanda kültürel bir simgedir.” dedi.
Yapının tasarımında, evin her köşesi zeytin ağacının gölgesinden faydalanacak şekilde düzenlendi. Ayrıca, sürdürülebilir malzemelerin kullanılması da projenin önemli bir parçası oldu. Bu sayede, doğaya olan saygısını bir kez daha gözler önüne serdi.
Ev, ziyaretçiler için de ilgi çekici bir nokta haline geldi. Doğaya saygılı ve estetik açıdan da etkileyici olan bu mimari proje, yine zeytin ağaçları ile dolu bir arazide bulunuyor. Ziyaretçiler, bu eşsiz yapının yanında zeytin ağaçlarının tarihini ve önemini de keşfetme fırsatı buluyorlar.
