reklam
reklam
DOLAR40,1901% 0.22
EURO47,1146% 0.08
STERLIN54,2331% -0.36
FRANG50,4774% 0.27
ALTIN4.335,04% 1,20
BITCOIN117.928,240.1
reklam

Tarihi Anlara Tanıklık

Yayınlanma Tarihi : Google News
Tarihi Anlara Tanıklık
reklam

Bu önemli olaya tanıklık etmek üzere Erbil'den hareket ettiğimizde, rotamız Süleymaniye'nin Raniyye ilçesindeki Dukan bölgesiydi. Gazetecilerden oluşan bir kafile ile yola çıktık. Barzanilerin merkezi olan Erbil'den doğuya doğru ilerliyorduk. Yolculuğumuza düz bir ova eşlik ediyor. Etrafta yer yer yeşillikler görünse de bozkır manzarası hâkim. Güneş tam karşımızda yükseliyor; sabahın serin havası hızla ortadan kayboluyor, sıcak hava çabuk bir biçimde etkisini gösteriyor. Erbil, inşaata doymuş durumda. Beton yapılar, bağımsız villalar ve yükselen konut projeleri arasında ilerliyoruz. Şehir adeta bir “küçük Dubai” görüntüsü sergiliyor.

Erbil Manzarası

Talabani Bölgesi

8-10 araçlık bir konvoy halinde ilerliyoruz. Doğuya doğru gittikçe yol daha virajlı ve engebeli bir hal alıyor. Düz ovadan dağlara geçiyoruz. İlk kontrol noktasına girdiğimizde, Talabani bölgesine vardığımızı anlıyoruz. Etrafta Talabani posterleri asılı. Türkiye’nin Erbil ile ilişkileri gayet iyi, ancak Süleymaniye daha mesafeli bir konumda. Bu bölge, Erbil’e kıyasla her açıdan daha mütevazı.

Talabani Bölgesi

Dik Yamaçlar ve Dar Patikalar

Sonunda, keskin virajlı dağ yollarını aşarak hedefimize ulaştık. Silahların imha edileceği alan, belki de bu tür durumlar için en iyi seçilmiş yerdi. Şehirden uzak ve izole bir konumda. Ucunda Jasana adında bir mağara da bulunuyor. Bura, yürüyüş ve piknik alanı olarak kullanılıyor. Yolun sonu Kandil Dağı’na çıkıyor. Burası aynı zamanda dar bir boğaz gibi, iki tarafı 20 katlı binalarla yüksek yamaçlarla çevrili. Bu iki yamaç arasındaki taş merdivenli patikanın ucu da tam kazanın olduğu yere çıkıyor.

Dar Patikalar

Desteler Halinde Odunlar

Törenin yapılacağı alanda yaklaşık 500 metrekarelik özel bir hazırlık yapılmış. Taş basamaklar onarım görmüş, sıvaları taze ve canlıydı. Beton piknik masalarının önüne koyu gri renkte boyanmış bir metal ocak kurulmuştu. Etrafında odun desteleri ve tutuşturmak için birkaç şişe kimyasal bulunuyordu. İlk olarak odunlar yerleştirildi, ardından yanıcı bir kimyasal döküldü. Etrafa kesif bir koku yayıldı. Tüm hazırlıklar tamamlandığında, grubun gelmesi bekleniyordu. Ocağın sol tarafında Iraklı resmi gözlemcilerin yer aldığı bir masa bulunuyordu. Sağda ise 20 metre ileride sahne hazırlandı; izleyiciler düzenli bir şekilde oturuyordu.

Tarih Birkaç Adım Ötemde

Ocağa en yakın noktada ben bulunuyordum. Yaklaşık 10-15 adım ötemdeydi. Patikadan silahlarıyla çıkacak grubu ilk görebilecek kişiydim. Nitekim öyle oldu. Saat 11.22'de PKK'lılar kayalıkların arasındaki patikada belirdi. En önde Bese Hozat yer alıyordu, ardından orta yaştaki bir erkek terörist ve onun ardında tek sıra halinde diğerleri geliyordu. Önlerinde yaklaşık 30-40 metrelik bir mesafe vardı ve toplam 30 kişiydiler. 15 erkek, 15 kadın sırayla birkaç adım önümden geçerek sahneye çıktılar. Yüzlerinde herhangi bir özel ifade yoktu. Donuk ve sakin bir tavır sergiliyorlardı; yaş aralığı 25'ten 50'lere kadar uzanıyordu.

Dakikalar İçinde

Öncelikle, Bese Hozat açıklamasını okudu. Ardından, silahını o ocağa attı. Diğerleri de tek sıra halinde inip silahlarını kazana bıraktı. Sadece silahlarını değil, belindeki “şarjörlük” kuşaklarını da çıkardılar. RPG7 roketatar, Kalaşnikof, keskin nişancı tüfeği Kanas ve ağır makineli Bixi tüfekleri vardı. Son silah 11.42'de kazana atıldı. Bese Hozat ocağı tutuşturup silahları ateşe verdi. 11.46'da da geldikleri patikadan geri döndüler.

Tören Anı

DEM Heyeti Takip Etti

Genel olarak süreç belirli bir düzen ve disiplin içinde geçti. Başlardaki heyecan, zamanla yerini soğukkanlılığa bıraktı. Grup gelirken ve giderken izleyicilerden kısa süreli sloganlar atıldı ama aşırılığa kaçan bir durum olmadı. Katılan herkesin süreçten olumlu bir etki aldığı belli oluyordu, yüzler gülüyordu. DEM heyeti, Ahmet Türk, Sırrı Sakık, Tülay Hatimoğulları gibi isimlerle geniş bir katılımla oradaydı. İnsan hakları dernekleri, yerli ve yabancı gazeteciler ve bölgedeki halk da katılım sağladı. Bölgenin yerel yönetimi ve Türk istihbaratı süreci uyum içinde yürüttüler.

reklam

YORUM YAP