TBMM’de düzenlenen ‘Bilge Lider Aliya İzzetbegoviç 100 yaşında’ etkinliğine TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Cengiz Köseoğlu, İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, milletvekilleri, Aliya İzzetbegoviç’in kızı Sabina Berberoviç ve birçok davetli katıldı. Program, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Türkçe ve Boşnakça eserlerden oluşan türkülerle devam etti.
‘Savaşın da Ahlakı Olduğunu Öğretti’
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, Aliya İzzetbegoviç’in hatırasının yaşatılmasının ve miras bıraktığı değerlere sahip çıkmanın önemine dikkat çekti. Kurtulmuş, “Aliya İzzetbegoviç, ahlakı sadece bireysel bir kavram olarak değil, hayatın her evresine yayılan bir değerler sistemi olarak görmüştür. İnsanlarla ve toplumlarla olan ilişkilerinde bu anlayışı sergilemiştir. Gerçekten de insana verdiği en büyük derslerden biri, savaşın bir ahlakı olduğudur. Boşnakların zor günlerden çıkıp yeniden toparlandığı dönemde, ordusunun önünde askerlerine bu mesajı verdi” şeklinde konuştu.
‘Srebrenitsa, İnsanlık Onuruna Sahip Çıkmanın Adıdır’
Kurtulmuş, Bosna-Hersek’te 1995 yılında Sırp askerlerinin gerçekleştirdiği Srebrenitsa Soykırımı’na da değindi ve dünyadaki soykırımların unutulduğunu ifade etti. “Srebrenitsa, insanlık onuruna sahip çıkmanın adıdır. Bugün Gazze’de katledilen masum insanların anısına sahip çıkıyoruz. Gazze’ye sahip çıkmak, insanlık onurunu savunmaktır. Bütün insanlık olarak, bu soykırıma karşı durmaya devam edeceğiz. Nasıl Srebrenitsa soykırımını gerçekleştirenler tarih sahnesinden silindiyse, Gazze’deki soykırımın sahipleri de bir gün silinecek ve isimleri hatırlanmayacak” dedi. Kurtulmuş ayrıca Türkiye’nin Bosna-Hersek’i devlet olarak ilk tanıyan ülke olduğuna da vurgu yaptı.
Kurtulmuş, “Saraybosna’nın Bursa’dan ayrılması mümkün değildir. Halep’in Gaziantep’ten ayrılması mümkün değildir. Şam’ın diğer şehirlerimizden ayrı düşmesi söz konusu olamaz. Bu yüzden Bosna-Hersek’e bakarken, sadece nostalji ile değil, tarihten aldığımız güçle, aynı milletin ve coğrafyanın bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Bosna-Hersek, kıyamete kadar Türkiye’nin bir parçası olarak kalacaktır” dedi.
