CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, dün İstanbul'da DEİK 38. Olağan Mali Genel Kurulu ve Ustalara Saygı Ödül Töreni Programı'nda yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
“40. yılınızı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Tüm işadamlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Burada özellikle 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal’ı anmak isterim. Kendisi, birçok engeli aşarak Türkiye’ye yeni ufuklar kazandırmış bir liderdi. DEİK, Türk iş dünyasının öncüsü olarak 40. yılını kutluyor ve bugün devasa bir çınar konumuna geldi.”
“Özal’ın mirası olan DEİK’i güçlü bir şekilde destekledik. Dünyanın dört bir yanında işadamlarımıza ve yatırımcılarımıza, Türkiye Cumhuriyeti devletinin arkasında olduğunu hissettirdik. Süren çatışmaların getirdiği tedirginliklerin farkındayız ve jeopolitik riskleri net bir şekilde okuyoruz.”
MİLLİ GELİR İLK KEZ TRİLYON DOLARI AŞTI
Son günlerde ekonomimize dair önemli veriler açıklandı. Dış ticaretimizde rekorlar kırdık. 28 Mart'ta 2 milyar 64 milyon dolar ile günlük mal ihracatında yeni bir rekor kırdık. 2025 yılı Temmuz ayında ise 25 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihimizin en yüksek aylık mal ihracatını gerçekleştirdik. Dış ticaret açığımız son 9 ayın en düşük düzeyine düşmüştür. Milli gelirimiz ilk kez 1 trilyon doları aşmış olup 1 trilyon 371 milyar dolara ulaşmıştır. 2002'de milli geliri 230 milyar dolar olarak devralmıştık, 23 yılda bunu 6 kat artırmayı başardık. Bu, Türkiye ekonomisinin farklı bir lige yükseldiğinin bir göstergesidir.
SAVUNMA SANAYİİMİZLE 180 ÜLKEYE ERİŞİM
2002’ye göre sadece rakamlarda büyük bir artış yaşanmadı. Dış ticaretimizin yapısı da önemli bir dönüşüm geçirdi. İhracat yaptığımız ülke sayısı arttı, ihraç ettiğimiz ürünler çeşitlendi. Orta, yüksek ve yüksek teknoloji ürünleri ihracatımız 101 milyar doları geçti ve ihraçtaki payı yüzde 41'e yükseldi. Savunma sanayimiz 7.15 milyar dolarlık ihracat ile 180 ülkeye ulaşırken büyük bir gurur kaynağımız oldu. Otomotiv sektörümüz ise 37 milyar doları aşkın ihracat hacmiyle Avrupa’da 4’üncü, dünyada 12’nci sıraya yerleşmiştir.
İLK TOPLANTIDA YAPICI MESAJLAR
Terörsüz Türkiye sürecinde bu hafta yeni bir aşamaya geçildi. TBMM’de bir komisyon kuruldu ve Türk siyaseti psikolojik bir eşiği daha aştı. Demokratik zeminde meseleleri çözmek için adım attık. Komisyonun çalışmalarına başlamasından memnuniyet duyuyoruz. Temsilcilerin ilk toplantıdaki yapıcı mesajları memnuniyetle karşılandı. Bölgemizdeki yeni oyunlara karşı Türkiye’nin bu hamleleri yapması devlet aklının gereğidir.
BÖLGEMİZDE ARTIK TERÖRE YER YOK
Terörle bir yere varılamayacağı, bölgemizin geleceğinde terörün hiçbir türüne yer olmadığını daha net bir biçimde görmüş durumdayız. Etrafımızdaki ateş çemberinden, stratejik bir yaklaşımla ve birbirimize güvenerek, inanarak çıkabiliriz. Ülkemizde ve bölgemizde yeni bir dönemin kapılarını açmak istiyoruz. Birlik zarfımız, kardeşlik mazrufumuzdur. Bu çemberden yalnızca stratejik bir yaklaşımla ve güçlü bir irade ile çıkabiliriz. Cumhur İttifakı olarak yalnızca elimizi değil, tüm gövdemizi taşın altına koyuyoruz.”
HERKESTEN BU ADIMA DESTEK RİCA EDİYORUM
CUMHURBAŞKANI Erdoğan, Terörsüz Türkiye sürecine destek talep etti: “Terör, sivil siyaseti yıllarca esir aldı. Dış politikadan toplumsal hayata kadar her alanda terörün yol açtığı sorunlarla mücadele ettik. Demokrasimiz gerilerken, vesayet odakları güçlendi. Biz artık bu ülkenin ve milletin kaybetmemesi gerektiğini savunuyoruz. Şimdi kazananlar ile kaybedenlerin yerlerini değiştirecek tarihi sürecin içindeyiz. Sabotajlara karşı tedbiri elden bırakmadan, dikkatle ve hüsnüniyetle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Siyaset kurumu bazı eleştirilere rağmen sürece olumlu bakıyor. Ülkemizde ve bölgemizde yeni bir dönemin kapılarını aralamayı hedefliyoruz. 86 milyonun imzasını taşıyan bu mektup er ya da geç adresine ulaşacaktır. Sadece ekonomisiyle değil, kardeşliğiyle ve demokrasisiyle de şerefleneceğiz. Herkesten bu hayırlı adıma destek vermesini rica ediyorum.”
TÜRKİYE BARIŞ MASALARININ ARANAN AKTÖRÜ
– CUMHURBAŞKANI Erdoğan, “Gazze’deki soykırım ile başlayan, ardından İsrail’in Lübnan’a, Yemen’e, İran ve Suriye’ye saldırmalarıyla artan jeopolitik riskleri net bir şekilde görebiliyoruz. Nezulme sessiz kalıyor, ne de macera peşinde koşuyoruz; ne pısırık davranıyor, ne de muhalefetin kışkırtmalarına prim veriyoruz” şeklinde konuştu:
“Yüzünü ülkemize çevirmiş mazlumlar için ne doğruysa onu hayata geçiriyoruz. Suriye’de 10 yıl boyunca bunu yaptık, Rusya-Ukrayna savaşının ilk gününden itibaren bunu sürdürdük. Libya’dan Karabağ’a, ihtiyaç duyulan her yerde bunu gerçekleştirdik. Kendi ülkesini Batılı televizyonlara şikâyet eden ezik siyasetçiler gibi değil, olaylara Ankara merkezli bakarak politikalarımızı oluşturduk. Rakiplerimiz dahi Türkiye’yi takdirle anıyor. Türkiye, barış masalarının aranan bir aktörü haline gelmiştir. Bugün Türkiye, kendisine inanıyor, güveniyor ve hedeflerine sağlam adımlarla ilerliyor.”
ÖDÜL VERDİ
– “Ustalara Saygı Ödülü” bu yıl Emre Aykar, Halim Mete, 2017’de vefat eden İbrahim Çağlar ve 1993’te vefat eden Dr. Nejat Eczacıbaşı’na verildi. İbrahim Çağlar’ın ödülünü oğlu Mehmet Çağlar, Dr. Nejat Eczacıbaşı’na verilen ödülü ise oğlu Bülent Eczacıbaşı teslim aldı.
