reklam
reklam
DOLAR40,7417% 0.07
EURO47,6503% 0.58
STERLIN55,1199% 0.66
FRANG50,4666% 0.69
ALTIN4.385,19% 0,22
BITCOIN119.384,00-0.114
reklam

Toprak ve Suya Karışıyor! Doğu Karadeniz Çevresel Felaketin Eşiğinde

Yayınlanma Tarihi : Google News
Toprak ve Suya Karışıyor! Doğu Karadeniz Çevresel Felaketin Eşiğinde
reklam

Doğu Karadeniz Bölgesi'nin yüksek kesimlerinde bulunan buzul gölleri, doğal güzellikleri sayesinde her yıl binlerce turisti ağırlarken, kontrolsüz insan faaliyetleri nedeniyle ciddi bir çevre kirliliği riskiyle karşı karşıya kalıyor. Birçok buzul gölünün bulunduğu bu bölgede, yoğun çöp kirliliğinin ardından özellikle ‘kurşun' kirliliği tehlikesi de hızla artarak dikkat çekiyor.

TOPRAK VE SUYA KARIŞIYOR

Buzul göllerini tehdit eden en önemli çevresel sorunlardan biri, göl çevresinde eğlence amacıyla gelişi güzel ateşlenen silahlardan çıkan kurşun atıklarıdır. Bu durum, hem gürültü kirliliğine hem de toprak ve suya kurşun karışmasına neden olmaktadır. Yağışlarla birlikte toprağın alt katmanlarına sızan kurşun, zamanla suya karışarak göl ekosistemini kirletmekte ve insan ile hayvan yaşamını tehdit etmektedir. Ağır metal olarak bilinen ‘kurşun', gölden beslenen derelere ve içme suyu kaynaklarına kadar ulaşabilmektedir.
Konuyla ilgili görüşlerini paylaşan Trabzon Doğal ve Tarihi Değerleri Koruma Derneği Başkanı Prof. Dr. Coşkun Erüz, buzul göllerinin doğal ekosistem açısından hayati bir öneme sahip olduğunu ve insan müdahalesinin minimum seviyede tutulması gereken koruma alanları olduğunu vurguladı. Erüz, sahada yeterli denetim yapılmadığı için bu bölgelerde atık kirliliği ve silah kullanımının sıkça yaşandığını dile getirdi.
“BU KİRLİLİK ÇOK CİDDİ SORUNLAR OLUŞTURACAK”

Trabzon'un Maçka ilçesinde, 2 bin 550 rakımlı Camiboğazı mevkiindeki Çakırgöl'ün kurşun kirliliğine en fazla maruz kalan yerlerden biri olduğunu belirten Erüz, “Gümüşhane'de yaklaşık 43 tane, Trabzon'da da 10 civarında buzul gölümüz bulunmaktadır. Bu göller, stratejik tatlı su kaynakları olup, nadir ve kırılgan ekosistemlerdir. Bu sebeple el değmesine, insan müdahalesine kapalı olmaları gereken alanlardır.
Ancak, ne yazık ki bu koruma altındaki alanlar, koruma işlevinden daha çok piknik, günübirlik gezinti ve turizm alanlarına dönüştürülerek yoğun bir kontrolsüz insan hareketine maruz kalmaktadır. Bu alanlarda başıboş turizm ve günübirlik etkinlik faaliyetlerinin önüne geçilemiyor. Bazı göller koruma altında olsa da kontrolümüz yok; insanların silah atması engellenemiyor. Denetim eksikliği nedeniyle insanlar kafalarına göre istedikleri her yere gidebiliyor.

İnsanlar yiyeceklerini şehirden alıp çantalarına koyarak yaylaya çıkıyor. Yedikten sonra artan malzeme ve poşetleri için atık olarak değerlendirmekte. Temiz bir doğada keyif almak istiyoruz, ancak geride bıraktığımız atıkların doğayı kirletmesini umursamıyoruz.

Tüm akarsularımız ve doğal göllerimiz maalesef aşırı katı atık kirliliği ile karşı karşıya. Bir başka büyük tehlike ise göl kenarlarında yoğun bir şekilde ateşlenen silah kurşunlarıdır. Bu gürültü, yaban hayatını tedirgin edebilmekte, hamile hayvanların düşük yapmasına, kuşların yuvalarını terk etmesine neden olabilmektedir. Atılan kurşunlar, göl içi ve çevresinde toprak ve suya karışarak tehlikeli ve yıllarca süren bir kirliliğe yol açmaktadır. Uzun yıllar boyunca artan ve biriken kurşuna bağlı bu kirlilik, ciddi sorunlar oluşturma riski taşımaktadır. Bu su kaynaklarının bir kısmı bizim doğal akarsularımızdır, diğer kısmı ise içme suyu kaynaklarıdır. Çakırgöl, en yoğun kurşun kirliliğine maruz kalan alanlardan biridir ve o su, Trabzon'un belli bölümleri için içme suyu kaynağıdır. Yine de, ilgili kamu otoriteleri ve vatandaşlar bu durumu ciddiye alıp gerekli önlemleri almıyor. Koruma yapılmıyor, kontrol altında tutulmuyor. Sadece çevresinde keyif yapılıyor ve su alınıp içiliyor. Uzun vadede bu suyun kurşun ve kirleticilerle nasıl kirleneceğini düşünmeden, sorun üretirken çözüm üretmiyoruz.” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP