

Yüksel, TBMM Genel Kurulu'nda trafik cezalarının artırılmasına yönelik düzenlemeleri içeren Karayolları Trafik Kanunu'nda yapılacak değişiklikler hakkında milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Teklifin Adalet Komisyonu'nda görüşülmesine ilişkin eleştirileri ele alan Yüksel, düzenlemenin 4. Yargı Reformu Stratejisi çerçevesinde komisyonda değerlendirildiğini ifade etti.
Yargı Reformu Stratejisi'nde ceza adaleti sisteminde caydırıcılığı artıracak yeni düzenlemelerin getirilmesine yönelik hedeflere yer verildiğini belirten Yüksel, şöyle konuştu:
“Bu bağlamda, trafikte işlenen suçlar ve trafik güvenliğini tehlikeye atan kabahatlerin yaptırımlarının, caydırıcılık prensibi dikkate alınarak yeniden düzenlenmesi, ölümlü veya yaralanmalı trafik kazalarında zaruret olmaksızın olay yerinin terk edilmesinin ayrı bir suç olarak düzenlenmesi ve trafikte saldırı amacıyla araçtan inme davranışlarının sürücü belgesinin geri alınması da dahil olmak üzere müstakil yaptırımlara bağlanması öngörülmektedir. Yargı Reformu Stratejisi'nde bu hedeflerin yer aldığını görüyoruz.”
Düzenlemenin gerekliliği hakkında soruları yanıtlayan Yüksel, “Amacımız, 2030 yılına kadar trafik kazalarına bağlı can kayıplarını yüzde 50 oranında azaltmak ve 2050'de ise ülkemizde can kaybının hiç yaşanmadığı güvenli bir trafik sistemine ulaşmayı sağlamak.” dedi.
Yüksel, trafik kazalarının azaltılmasının öncelikli hedefler arasında olduğunu vurgulayarak, Dünya Sağlık Örgütü tarafından trafik kazalarının “önlenebilir bir halk sağlığı sorunu” olarak kabul edildiğini belirtti.
Trafik denetimlerinin önemli ölçüde arttığına rağmen, 2024 yılında bir önceki yıla göre yalnızca 197 daha az can kaybı yaşandığını dile getiren Yüksel, bunun Karayolları Trafik Kanunu'nda yer alan idari yaptırımların “caydırıcı olmadığı” sonucunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Cüneyt Yüksel, “Karayolu trafik güvenliğini artırmak ve caydırıcılığı sağlamak, özellikle trafik güvenliğini tehdit eden davranışlara yönelik yaptırımların caydırıcılığını artırmak, trafik güvenliğini en üst düzeyde sağlamak, trafik kazalarının neden olduğu sosyoekonomik kayıpları azaltmak ve çevre kirliliğini önlemek amacıyla bu kanunda değişiklikler yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Böylece sürücülerin trafik kural ihlallerine yönelik davranışlarının olumlu yönde değişmesi ve her bireyin içindeki vicdan rehberinin güçlenerek bütüncül bir trafik kültürü inşa edilmesi hedeflenmektedir.” şeklinde konuştu.
“Yıl Sonuna Kadar 111 Bin Yaka Kamerası Tedarik Edilecek”
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Yüksel, yılın 10 ayında 50 milyar lira trafik idari para cezasının tahsil edildiğini ve bunun 25 milyar lirasının Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na aktarıldığını kaydetti.
Trafik kontrolleri sırasında personelin üzerindeki yaka kamerası sayısının artırılacağını belirten Yüksel, “Yıl sonuna kadar 111 bin yaka kamerası tedarik edilerek denetim birimlerinde görevli tüm personele yaka kameraları verilecektir.” ifadelerini kullandı.
Yüksel, trafik cezalarının hazineye gelir sağlamak amacıyla artırıldığı yönündeki eleştirileri de değerlendirerek, “Trafik cezalarının amacı kesinlikle hazineye gelir getirmek değil. Önemli olan trafik kazalarından kaynaklanan can kayıplarını ortadan kaldırmak ve güvenli bir trafik ortamı oluşturmaktır.” dedi.
Yüksel, trafik cezalarının %50'sinin 3294 Sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu'nun 4. maddesi gereğince Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu'na aktarıldığını ve yeni düzenlemeyle birlikte yalnızca idari para cezalarının artırılmadığını, aynı zamanda caydırıcılık ilkesi çerçevesinde “sürücü belgesi geri alma” ve “trafikten men” gibi yeni yaptırımların getirildiğini belirtti.
Uygulanacak caydırıcı düzenlemeler ile denetimleri artırarak, 2026 sonuna geldiğimizde ihlallerin belirgin ölçüde azalacağı öngörülmektedir. Cezaların gelir kalemi olarak değil, kamu politikası aracı olarak değerlendirilmesi gerektiği de vurgulandı. Cezaların miktarlarının, ihlalin topluma ve bireylerin can güvenliğine etkisi dikkate alınarak belirlendiği ifade edildi ve düzenlemenin yalnızca dikkatli sürücüleri değil, trafik güvenliğini tehdit eden davranışları önlemeyi hedeflediği belirtildi.
“Radar Konusunda Dezenformasyon Yapılmakta”
Genel Kurulda, kanun teklifinin birinci bölümü üzerinde görüşmelere geçildi. Birinci bölümdeki tartışmaların ardından milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yüksel, trafik kazalarının ülke ekonomisine sosyal ve ekonomik maliyetine dair sorular üzerine, “Trafik kazalarının maliyeti yalnızca maddi boyutta değil. Özellikle ölümlü ve yaralamalı kazalarda ülkemizin beşeri sermayesi etkileniyor. Ailelerin yaşadığı travma ve kayıplar ise büyük bir sorundur.” dedi.
Yüksel, 2013-2018 yılları arasında gerçekleşen trafik kazalarının ekonomik maliyetlerine dair yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak, “Bu maliyetin yaşam kalitesindeki kayıplar da göz önünde bulundurulduğunda yaklaşık 300 milyar lirayı bulduğu ifade edilmektedir. Özellikle trafik kazalarının kamu üzerinde mali yük oluşturduğunu ve bireysel olarak da büyük zararlar verdiğini unutmamak gerekiyor. Yeni düzenlemelerle caydırıcılık sağlanarak can ve mal kaybının azaltılmasının yanı sıra maddi maliyetlerin de düşeceği açıktır.” şeklinde konuştu.
Park yasaklarına uymayan araçların her zaman otoparka çekilmediğini belirten Yüksel, sadece yaya kaldırımları, otobüs durakları ve hastane gibi kamu kuruluşlarının giriş çıkışlarını engelleyen araçların çekildiğini açıkladı.
Yüksel, 2024 yılında günde 17.4 kişinin trafik kazalarında yaşamını yitirdiğine dikkati çekerek, “Özellikle hız ihlallerinden kaynaklanan kazalarda hayatını kaybeden kişi sayısı günde ortalama 10'dur. Sadece 2024 yılında hız ihlali yüzünden 3 bin 657 vatandaşımız hayatını kaybetti.” şeklinde ifade etti.
Hız ihlal tespit donanımlarıyla gerçekleştirilen denetimler öncesinde, Bakanlık genelgesi gereği mutlaka ikaz levhası konulmasının zorunlu olduğuna dikkat çeken Yüksel, “Gizli ya da şeffaf olmayan bir uygulama yapılmamaktadır. İçişleri Bakanlığı'nın yaptığı çalışmayla önümüzdeki dönemde güzergah üzerindeki radar uygulamaları hakkında vatandaşlarımız bilgilendirilecektir. Radar konusundaki dezenformasyonun ortadan kaldırılması hedeflenmektedir.” şeklinde konuştu.
Yüksel, yeni düzenlemede yerleşim yeri içinde 5 kilometre/saat, yerleşim yeri dışında ise 10 kilometre/saat tolerans aşımının öngörüldüğünü ekledi.
Genel Kurulda kanun teklifinin birinci bölümündeki görüşmeler tamamlandıktan sonra TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, birleşime ara verdi. Aranın ardından komisyonun yerini almaması sebebiyle Buldan, birleşimi 21 Ekim Salı günü saat 15:00'te toplanmak üzere kapattı.



