Dünyanın en güçlü istihbarat örgütleri, 10–12 Ekim tarihleri arasında İstanbul'da gerçekleştirilen Uluslararası İstihbarat Çalışmaları Kongresi'nde bir araya geldi. Milli İstihbarat Akademisi (MİA) tarafından düzenlenen kongrede, Batılı küresel devletlerin yanı sıra Balkanlar, Afrika ve Orta Doğu ülkelerinin gizli servis başkanları ve birçok ülkenin üst düzey istihbarat yetkilisi olmak üzere toplamda 200 davetli konuk bulunmaktaydı.
Üç gün süren zirvede, sahada karşı karşıya gelen servislerin MİT'in öncülüğünde kurulan barış masasında yan yana oturduğu tarihi bir atmosfer yaşandı.
Zirve boyunca, hem diplomatik hem de akademik düzeyde Türkiye merkezli yeni bir istihbarat diplomasisi anlayışı öne çıktı.
Krizi Çözen Bir Dil İnşa Edildi
Kongrede en çok dikkat çeken konu, Türkiye'nin oluşturduğu “istihbarat diplomasisi” anlayışı oldu. Bu anlayışın merkezinde MİT Başkanı Prof. Dr. İbrahim Kalın'ın vizyonu yer almakta. Kalın, istihbaratı sadece bilgi toplayan bir mekanizma olmaktan çıkararak, kriz çözen, güven inşa eden ve barış süreçlerini Türkiye merkezli yöneten bir diplomasi aracına dönüştürdü.
Diplomasisinin Güvenli Limanı
Zirveye yönelik değerlendirmelerde bulunan üst düzey Türk istihbarat yetkilisi, Türkiye'nin bu alanda da diplomasinin merkezi olduğunu vurguladı. “İstihbarat örgütleri arasında köprü olmak önemli bir aşama. Bugün sahada çatışan servisler bile, masada Türkiye'nin kurduğu diyalog kanallarını kullanıyor. İstanbul artık gizli istihbarat diplomasisinin güvenli limanı” ifadelerini kullandı.
İstanbul Modeli
Kongre sonunda yapılan sonuç bildirgesinde İstanbul, “İstihbarat Diplomasisi Merkezi” olarak tanımlandı. Uzmanlar, MİA'nın bu organizasyonuyla birlikte Türkiye'nin, akademik ve diplomatik düzlemde istihbarat alanında küresel bir merkez haline geldiğini belirtmiş durumda. Uluslararası çevrelerde bu yeni yaklaşım, “Kalın Vizyonu” ve “İstanbul Modeli” olarak anılmaya başlandı.
