

Gökçeada Belediye Başkanı Bülent Ecevit Atalay, Çanakkale'ye bağlı Gökçeada'nın ana geçim kaynaklarının tarım, hayvancılık ve turizm olduğunu belirtti. Adada hâlâ Rumların yoğun bir nüfusa sahip olduğunu ifade eden Atalay, birçok ailenin, kendi ailesi gibi, geçmişte Trabzon'dan adaya yerleştiğini anlattı.
“YETİŞTİĞİ YERİ KİMSE BİLMİYOR”
Atalay, adanın tarımsal üretiminde zeytinyağının ön plana çıktığını söyledi: “Ladolia cinsi zeytin, Gökçeada zeytini olarak bilinir. Dünyada nadir bulunan bir çeşittir. İspanya ve İtalya'da da az miktarda bulunmasına rağmen, Türkiye'de yalnızca Gökçeada'da yetişiyor. Buraya nasıl geldiği ve kim tarafından getirildiğiyle ilgili kesin bilgi yok. Zira adada bulunan ağaçlarımız bin yıllık.”
DOĞAL ŞARTLARDA ÜRETİLİYOR
Ada genelinde 255 bin zeytin ağacının bulunduğunu ve hasat edilen ürünlerin tamamının yağlık olarak kullanıldığını aktaran Atalay, ladolia cinsinin sofralık tüketilmediğini vurguladı.
Adanın bazı bölgelerinde bin yıllık ağaçlardan zeytin toplandığını belirten Atalay, “Hazine'ye ait özel bir alan bulunmaktadır. Bu alanda 500 ila 1000 yıllık zeytin ağaçları yer almakta. Yüzyıllar boyunca burada zeytin yetiştirilmektedir. Tamamen doğal yöntemlerle yetişiyor. Hayvancılık da serbest olarak yapılıyor. Bu hayvanların gübreleri ile zeytinler doğal olarak büyüyor. İlaç kullanılmıyor, kimyasal gübre yoktur.” dedi.
Atalay, Hazine'ye ait olan yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarının bulunduğu alanı jeopark olarak değerlendirmek için çalıştıklarını belirtirken, bu bölümü belediye olarak titizlikle koruduklarını ifade etti.
Gökçeada'da Rumların ve Türklerin kendi arazilerinde zeytin yetiştirerek geçim sağladığını aktaran Atalay, “Büyüklerimiz adaya geldiğinde zeytin toplamayı bilmiyor, hatta ağacını dahi tanımıyorlardı. Odun ihtiyacı dolayısıyla zamanla ağaçlar kesildi. Rumlar 3 kişi 6 çuval zeytin toplarken, bizimkiler 5 kişi bir çuval zeytin dahi toplayamamıştır. Zamanla zeytin toplama konusunda deneyim kazanmışlar ve ağacın değerini öğrenmişler.” şeklinde konuştu.



