İşinsanı İnan Kıraç (88) ile kızı İpek Kıraç arasında uzun süredir devam eden bir gerginlik mevcut. Suna Kıraç 2020 yılında vefat ettiğinde, geride bıraktığı vasiyetle Koç Holding'teki hisselerini kızı İpek Kıraç’a miras bıraktığını belirtmişti. Suna Kıraç’ın geride kalan malvarlığı, Medeni Kanun gereği dörtte üç oranında İpek Kıraç’a, dörtte bir oranında ise İnan Kıraç’a devrolmuştu. Merhum eşi Suna Kıraç’ın vasiyetine rıza gösteren İnan Kıraç, bir süre sonra vasiyetnamenin iptaline dair dava açmaya karar verdi. Bu durum baba-kız arasında gerginliğe yol açtı.
GERGİNLİK BÜYÜDÜ
Gerginlik, 88 yaşındaki İnan Kıraç’ın Aralık 2024'te Koç Grubu’nun eski yöneticilerinden Emine Alangoya ile evlenmesi ile daha da arttı. İpek Kıraç, babasının fiili ehliyetinin olmadığını öne sürerek, evliliğin iptaline dair dava açtı. Adli Tıp Kurumu, İnan Kıraç’ın fiil ehliyetinin yerinde olmadığına dair bir rapor hazırladı. Bunun üzerine İnan Kıraç’a bir vasi atandı ve mahkeme, İnan Kıraç’ın Emine Alangoya ile olan evliliğini iptal etti. İnan Kıraç’a vasi olarak avukatlar Atakan Yılmaz ve Mert Öztekin atandı. Tayin edilen bu avukatların, Kıraç’ın kendi avukatlarını azlederek Çorumlu avukat Eşref Kaya’ya duruşmaya bile katılmadan 128 milyon lira avans ödendiği ve diğer davalar için de yüzde 10 oranında bir anlaşma sağladıkları iddiaları gündemde yer aldı.
İLK TEMAS İPEK KIRAÇ’TAN
Oksijen’den Elif Ergu Demiral’ın haberine göre; tüm bu belirsizliklerin ortasında İpek Kıraç, aralarındaki kırgınlıkları bir kenara bırakarak babasıyla iletişim kurmaya başladı. Aile içinde sular durulmuş durumda. Geçtiğimiz Kurban Bayramı’nda sağlanan ilk iletişimin ardından İpek Kıraç, babasını sık sık İstanbul Vaniköy’deki yalısında ziyaret ediyor. Gelemediği günlerde İnan Kıraç, mutlaka kızıyla iletişim kurarak görüşüyor. İnan Kıraç’ın tedavisi, profesyonel bir sağlık ekibi tarafından kendi evinde sürdürülüyor.
Bu olumlu gelişmelere rağmen, mahkeme süreçleri devam ediyor. İpek Kıraç, 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne ihtiyati tedbir talebinde bulunarak, avukat Eşref Kaya’ya 128 milyon TL’nin ödenip ödenmediğinin tespit edilmesini, ödendiği takdirde bu miktarın vesayet hesabına geri dönmesini, ödenmediği takdirde ise ödemenin engellenmesi için geçici tedbir kararı verilmesini talep etti.
