

Bakırköy 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, adliyenin konferans salonunda yapılan duruşmada, organize suç örgütünün lideri olduğu iddia edilen doktor Fırat Sarı'nın da bulunduğu 13 tutuklu sanıktan 7'si hakim karşısına çıktı. Duruşmada, bazı tutuksuz sanıklar, mağdur taraflar ve avukatlar hazır bulundu. Bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ise duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılım sağladı. Duruşma, saat 11.00'de kimlik tespitiyle ve sanıkların savunmalarıyla başladı.
Dosyaların Birleştirilmesi
Duruşma sırasında, mahkeme başkanı, sanıklar Ali Aksu ve Gökhan Göziş hakkında usulsüz fatura kesilmesi ve SGK'nın zarara uğratılmasıyla ilgili bir iddianamenin hazırlandığını ve bu dosyanın birleştirildiğini açıkladı. Ayrıca, 'İhmali davranışla kasten öldürme' suçlamasıyla Dursun Eryılmaz, Hasan Basri Gök, Hilda Keykubad, İbrahim Oktay, Zeki Ötünç, Serenay Şenkalaycı ve Songül Kaloğlu hakkında da iddianame düzenlendiği belirtildi. Şeyhmuş Çelik hakkında 'Resmi belgede sahtecilik', Şenay Çalıkoğlu hakkında 'Resmi belgede sahteciliğe yardım etme' ve Cem Türker Öztürk hakkında ise 'Nitelikli dolandırıcılık' suçlarından iddianameler hazırlandığı ve bu dosyaların birleştirildiği ifade edildi. Mahkeme başkanı, birleştirilen dosyalar kapsamında ifadelerin alınacağını duyurdu.
Sanıkların Savunmaları
Tutuklu sanık Şeyhmus Çelik, savunmasında, “Opara bebeği Hakan Doğukan kabul etmiş ve yatışı başlatılmış. Kayıtlarda Hakan ile Fırat arasında 'Bu bebeğin yattığını Şeyhmus hocaya anlatmayacaksınız' şeklinde bir ifade var. Benim bilgim dışında bebek hastaneye kaydedilmiştir, ertesi gün hastaneye geldiğimde bebek eksilmişti. Olayla ilgili benim bir ilgim yok. Ben hiçbir suç örgütüne dahil değilim, kimseyi zarara uğratmadım” dedi.
Tutuksuz sanık Hilda Keykubad ise kaya bebeğin ölümü ile ilgili olarak, “Ben işim ve hastalarımdan başka bir hayatım yok. 10 yıldan beri hastanede canla başla çalışıyorum. Ben hayatımı hastalarıma ve çocuğuma adadım. Çok yoğun çalıştığım için evimi ve çocuğumu ihmal ettim ama hatalarımı asla görmezden gelmedim. Suçsuzluğumun ortaya çıkmasını istiyorum, aileme ve işime geri dönmek istiyorum, adaletinize güveniyorum. Hastaneden 20 bin lira almamın sebebi hastane ile yarı zamanlı bir anlaşmam olmasıdır. Kaya bebekle 2 doktor ilgilendi, ben süreçte yoktum. Bebek öldüğünde doktorlar 'bebeğe tüm tanı ve tedavi yapıldı' diye belge imzaladılar, ancak ölüm belgesini imzalamadılar. Bu nedenle başhekim Ali Diril, eşime, 'Ölüm belgesini Hilda imzalasın, takip ve tedavi sırasında Hilda'ya ait bir süreç yoktur' diyerek belge imzalattı. Bu ölüm belgesini imzalamak, bebeğin tüm sürecinin benim tarafından yürütüldüğü anlamına gelmez. Bu sadece idari bir evraktır. Ben bu nedenle iyi niyetimle, bebek mağdur olmasın ve ailesi defin işlemini uzatmasın diye imzaladım” açıklamasında bulundu.
Duruşma Ertelendi
Duruşma, sanıkların savunmalarına devam edebilmesi için yarın saat 10.00'a ertelendi.



