Olay, Mayıs ayında Ankara'da gerçekleşti. İzmirli Yüksek Ziraat Mühendisi Ersel Şengel, meslektaşı Dr. Hüseyin Akdemir ile birlikte 2024 model elektrikli otomobiliyle Nevşehir'de düzenlenecek bir sempozyuma gitmek üzere yola çıktı. Ankara'ya girişte yoğun sağanak yağış altında ilerleyen ikili, yol kenarındaki bir trafoya yıldırım düşmesinin ardından sarsıldılar. Ersel Şengel, aracın lastiklerinin patladığını düşündü ve otomobili güvenli bir alana çekti. Ancak, otomobil durduktan sonra kendisini tamamen kilitleyerek bir daha çalışmadı.
Yol yardımı ile otomobilini yetkili servise çektiren Şengel, burada ikinci bir şok daha yaşadı. İddialara göre, servis çalışanları aracın arızasını tespit edemezken, yurt dışından gönderilecek yedek parçaların maliyetinin kullanıcının karşılaması gerektiğini belirttiler. Şengel, bu parçaların fiyatlarının aracın fiyatına yakın olduğunu ve bu parçaların gelmesi durumunda bile aracın tamir edileceğine dair kesin bir garanti verilmediğini dile getirdi. Yaşanan bu olumsuzluk üzerine, Şengel hukuk mücadelesi başlatarak otomobil markası hakkında avukatı aracılığıyla suç duyurusunda bulundu.
“Arızayı Tespit Edemediler”
Olay anını anlatan Ersel Şengel, “Yağmurlu ve gök gürültülü bir hava içerisindeydik. Yan taraftaki trafoya yıldırım düştü. O esnada ya oradan seken ya da bilmiyorum, bir an içinde aracımıza isabet etti. Araç birden kendini kilitledi. Aracı kullanan kişi hocamdı” diye konuştu.
Yaşanan durumun ardından yol yardımını aradıklarını belirten Şengel, “Yol yardımı çağırdık ve aracı servise götürdük. O tarihten bu yana elektrikli bir araç olmasına ve teknolojisinin yeni olmasına rağmen, aracı aldığımız firma bize hiçbir şekilde yardımcı olmadı ve arızayı tespit edemediler” şeklinde ifade etti. 
Yetkili servisin, arızayı tespit etmek için tüm yedek parçaların yeniden satın alınmasını talep ettiğini vurgulayan Şengel, “Bu parçaların bozuk olup olmadığına dair kendilerinin de bir fikri yoktu. Ancak yurt dışından bu araçları getiriyorlarsa, yedek parçaları bulundurmak ve teknik personeli eğitmekle yükümlüler” dedi.
“Araç Üretici Firma Garantisinde”
Şengel, yaşadıkları ciddi tehlikenin altını çizerken, “Araç aniden durabilirdi. Pili daha dolu olsaydı, çok daha farklı ve ciddi sorunlar yaşayabilirdik. Servis firması da bizimle hemfikir, arızayı tespit edemiyorlar. Deneme yanılma yoluyla çözmeye çalışıyorlar ama bu çözüm yolu, üretici firma garantisinde olan bir ürün için kabul edilemez. Hangi parçanın arızalı olduğunu tespit etmek ve yedeklerini bulundurmak zorundalar” ifadelerini kullandı.
Yaşadığı mağduriyet nedeniyle hukuki süreç başlatıldığını belirten Şengel, “Bu gerekçelerle dava açtık. Aracı Ocak ayı sonunda teslim aldık, yalnızca 2,5-3 ay kullandık. Mayıs ayının başında da bu olay başımıza geldi. Araç şu an Ankara'da serviste ve kullanamıyoruz, buna rağmen taksitlerini hala ödüyoruz” diyerek yaşadığı hoşnutsuzluğu dile getirdi. 
“O An Öleceğiz Diye Düşündüm”
Olay anında aracı kullanan arkadaş Dr. Hüseyin Akdemir, korku dolu anları anlatırken, “Yağmurlu bir atmosferde, 30-40 kilometre hızla gidiyorduk. Bir yandan yağmur yağıyor, diğer yandan şimşek çakıyordu. Hemen yol kenarındaki trafoda şimşek çaktı. Gök gürültüsüyle birlikte yıldırım düştüğünü gördüm. O düşen yıldırım, aracımızın etrafında döndü. Ersel'e, 'Yıldırım düştü' diye bağırdım. Yıldırımın elektrik akımının geçişiyle sanki lastikler patladı zannettim. Araç sesler çıkarmaya başladı. O an, 'öleceğiz' diye düşündüm” ifadelerini kullandı. Akdemir ayrıca, yaşanan panik anında aracı zorla yol kenarına çektiğini belirtti.
Araç Çalışmadı, Bagajda Yanık İzleri Vardı
Araçtan hemen inmelerinin hayati önem taşıdığını belirten Akdemir, “Yağmurdan dolayı hemen inemedik, iyi ki de inmemişiz. Elektrik mühendisleriyle ve otomotivcilerle konuştum. Eğer hemen inseydik elektriği tamamlayacağımızı ve kül olacağımızı söylediler. Cam açık olsaydı, yıldırımın içeri girmesi ve bizi öldürme ihtimali vardı” dedi.
Olaydan birkaç dakika sonra araçtan indiklerini söyleyen Akdemir, “3-4 dakika geçti, aşağı indik ve baktık lastikler sağlamdı. Ama araç çalışmıyordu, kendini kilitlemişti. Arka bagajı açamadık ve bagaj kısmında oksijen kanalı yanmış gibi görünüyordu. Çok büyük bir tehlike atlattık” diye ekledi. Akdemir, yaşadıkları olayı anımsatarak, “Şu anda ikimiz de, çok değerli dostum Ersel ile sanki ikinci baharımızı yaşıyoruz” dedi.
“Eğitim Amaçlı İncelenmeli”
Aracın arızasının tespit edilememesi nedeniyle markanın bu aracı eğitim amacıyla incelemesi gerektiğini savunan Akdemir, “Bu araçta Faraday kafesinin bizi koruyamadığını düşünüyorum. Bilimsel olarak da benzer görüşler var. Bu araçta teknik bir arıza olduğu açık. Önümüzdeki araçlar hiçbir zarar görmedi. Bizi korumadı. Arkadaşım aracı yeni aldı, 7 aydır araç kullanamıyor. Arıza tespiti yapılamadı. Uluslararası otomotiv sektöründe sahipsiz kalmak çok üzücü. Bu marka hâlâ satış yapmaya devam ediyor. Bu aracı alıp Fransa'ya götürmeleri gerek, eğitim amacıyla incelenecek” ifadelerini kullandı.
