Aile ve Evlilik Danışmanı Prof. Dr. Ekrem Çulfa'ya göre, Z kuşağının aşka yaklaşımında çeşitli faktörler etkili. Güvensizlik, duygusal tükenmişlik, konfor alanından çıkamama, akran zorbalığı ve aidiyet krizleri gibi durumlar bu tavrın arkasında bulunuyor. Çulfa, “Sosyal medyada sürekli olarak yaşanan hızlı tüketim kültürü ile şekillenen ilişkiler, Z kuşağı için genellikle sahte ve baskılayıcı olarak algılanıyor. Bu nedenle ya yüzeysel bağlarla yetiniyor ya da kalıcı ve samimi arkadaşlıklara yöneliyorlar.” ifadelerini kullandı.
Flört Yerine Arkadaşlık
Z kuşağının ilişkilere bakış açısında “arkadaş sevgililikten daha kıymetli” düşüncesi hakim. Birlikte vakit geçirme, anlayış, destek ve karşılıklı saygı gibi duygular aşkın yerini almış durumda. Prof. Dr. Çulfa'ya göre bu kuşak, bağlılık ve sorumluluk hissinden kaçınarak aşkın getirdiği karmaşanın yerine, daha tatmin edici olduğunu düşündükleri arkadaşlık ilişkilerine yöneliyor.
“Aşkı Değil Kendini Bulma Dönemi”
Z kuşağının bireysel gelişime ve kendi kimliklerini keşfetmeye daha çok önem verdiğini belirten Çulfa, “Bu eğilimler, Z kuşağının psikolojik ve sosyal gelişimi üzerinde derin etkiler yaratıyor. Bu ve benzeri nedenlerden ötürü, aşk ve ilişkiler konusundaki anlayışları değişim gösteriyor.” dedi.
Warning: Undefined array key "ozellikler_videOzet" in /home/siyasimedyanet/public_html/wp-content/themes/theHaberV8/thewp/single_vizyondakiler.php on line 120
Aile ve Evlilik Danışmanı Prof. Dr. Ekrem Çulfa'ya göre, Z kuşağının aşka yaklaşımında çeşitli faktörler etkili. Güvensizlik, duygusal tükenmişlik, konfor alanından çıkamama, akran zorbalığı ve aidiyet krizleri gibi durumlar bu tavrın arkasında bulunuyor. Çulfa, “Sosyal medyada sürekli olarak yaşanan hızlı tüketim kültürü ile şekillenen ilişkiler, Z kuşağı için genellikle sahte ve baskılayıcı olarak algılanıyor. Bu […]
