Diyarbakır’ın Ergani ilçesindeki Kemertaş Mahallesi’nde, Yasemin Yıldırım’ın ailesi kendisinden haber alamayınca durumu acil servise bildirdi. Olay yerine gelen polis ekipleri, Yasemin’i kanlar içinde, yaşadığı binanın 2. katındaki merdiven boşluğunda buldu. Sağlık ekiplerinin yaptığı incelemelerde, Yasemin’in bıçaklanarak hayatını kaybettiği belirlendi. Cansız bedeni, otopsi için Adli Tıp Kurumu’na kaldırıldı. Kısa bir süre sonra Yasemin Yıldırım’ın 17 yaşındaki kuzeni M.Ç., cinayetten şüpheli olarak yakalandı. İlk ifadesinde “Ben öldürdüm” diyerek suçunu kabul eden M.Ç.’nin izlediği yöntemler ise oldukça ürperticiydi.
İtirafın Arkasındaki Sebepler
M.Ç., geçen yıl annesini kanserden kaybettiğini ve bu olay sonrasında bunalıma girdiğini dile getirdi. Annesinin doktoruna ve babasına karşı beslediği öfkeyle birlikte, birini öldürmeye karar verdiğini söyledi. Yasemin’i cinayete bir gün kala hedef olarak seçen M.Ç., ona “denk geldi” diyerek kendini savundu. Katil, kullanacağı bıçağı hazırlayıp, cinayet öncesi internette ‘kan fotoğrafları’ aramaları yaparak yöntemler araştırmıştı. Cinayet sonrası ise neler yapacağına dair planlar yaptı ve bunlarla ilgili bazı kitapların ekran görüntülerini aldı.
Cinayet Sonrası İzler
M.Ç.’nin cep telefonunda yapılan araştırmada, cinayetle ilgili teknik detaylar gün yüzüne çıktı. Katil zanlısının evinde, cinayette kullandığı bıçak banyo dolabında, kanlı ayakkabılar ise başka bir dolapta poşet içinde bulundu. Adli Tıp Kurumu tarafından gerçekleştirilen analizde, kan izlerinin Yasemin Yıldırım’a ait olduğu tespit edildi. M.Ç., ifadesinde “Psikolojik bunalıma girdim” dedi, ancak daha önceden herhangi bir psikolojik rahatsızlığına dair kayıt olmadığı belirlendi. M.Ç.’nin ardından Yasemin’in başka bir kuzeni de gözaltına alındı. M.Ç. ve kuzeni, işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. M.Ç., ‘kasten öldürme’ suçundan tutuklanırken, kuzeni adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
