reklam
reklam
DOLAR40,8718% 0.09
EURO47,7545% -0.25
STERLIN55,5013% -0.12
FRANG50,6215% -0.15
ALTIN4.375,11% -0,56
BITCOIN117.878,01-4.071
reklam

Fidan’dan YPG’ye: Tolere etmekte zorlanıyoruz

Yayınlanma Tarihi : Google News
Fidan’dan YPG’ye: Tolere etmekte zorlanıyoruz
reklam

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’da Suriye Dışişleri Bakanı Esad Şeybani ile birlikte bir heyetle görüşme gerçekleştirdi. Geçen hafta Şam’da yapılan toplantıların ardından bu sefer Ankara’ya gelen heyetlerin gündemi, başta SDG/YPG ve İsrail’in Suriye’de yaratmaya çalıştıkları karışıklıklar ile Suriye’nin geleceği oldu. Hakan Fidan ortak basın toplantısında Haseke’deki konferansın ardından YPG’ye yönelik sert eleştirilerde bulundu. Fidan, şu ifadeleri kullandı:

HALKLAR VE İNANIŞLAR MUHAFAZA EDİLMELİ

“Lazkiye ve Süveyda’da YPG’nin kontrolündeki bölgelerde karışıklıklar durumu söz konusuydu. Kardeşlerimiz yalnızca Arapların değil, diğer inanç gruplarının da kendilerini eşit hissedecekleri bir vizyon oluşturuyor. Dürzilerin hakları ve kimlikleri korunmalıdır. Alevilerin Esad yönetiminin hedefi haline gelmemesi gerekiyor, intikam arayışlarına girilmemelidir. Kürtlerin kimlikleri de saygı gösterilmeli, onlara zarar verilmemelidir. Yeni Suriye, Suriye’yi oluşturan halkların ve inanışların korunup muhafaza edildiği bir bütünlük içinde olmalıdır. Türkiye olarak bu yönde tavsiyelerimizi yapmaya devam ediyoruz. Kardeşlerimizin tutumu da bu doğrultudadır.

TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜ ÖNEMLİ

Suriye’nin toprak bütünlüğü ve tüm kesimlerin can ve mal güvenliği hayati öneme sahip. Yeni dönemde YPG/SDG tarafından çok sayıda açıklama yapılıyor. ‘10 Mart mutabakatını biz böyle algılamıyoruz, Suriye ile yaptığımız anlaşma bizi bağlamıyor, Türkiye’deki süreç de bizi ilgilendirmiyor’ şeklinde bir tavır sergileniyor.

Peki sizi ne ilgilendiriyor? Aziz Kürt kardeşlerimizi İsrail’in kuklası yapmak mı? Artık bu yaklaşıma bir son vermeniz gerekiyor. Birileri bölgede gelerek örgütünüzün devamlılığını sağlar ve bu, yalnızca Kürtler için değil, Suriye’nin her kesimi için olumsuz sonuçlanır. Böyle bir strateji ile devam etmek istiyor musunuz?

TOLERE ETMEKTE ZORLANIYORUZ

Ne yazık ki, şimdi bazı gelişmeleri tolere etmekte zorlandığımızı görüyoruz. Türkiye, İran, Irak ve Avrupa’dan gelen örgüt üyelerinin Suriye’yi terk etmediğini gözlemliyoruz. 10 Mart sonrası ve Türkiye’deki süreçten sonra örgütün olumlu bir güven telkin edici veya silahlı hareket tehdidini engelleyici bir adım atmadığını görüyoruz. Üstelik örgütün, ömrünü uzatmak ve olası krizlerden fayda sağlamak için bir bekleyiş içinde olduğu görülüyor. ‘Türkiye’ye karşı operasyon yapan tüm grupları burada tutarım, geçmişte başka ülkelerle işbirliği yapıyordum, şimdi İsrail’i yardıma çağırırım’ gibi bir politika yürütmek, iyi bir yaklaşım değil. Tüm bunları dikkatle izliyoruz ve umarım bunu anlarlar. ABD’nin yeni atanmış temsilcisi Tom Barrack’ın bu konuda olumlu çabaları da mevcut.

BİZ ENAYİ DEĞİLİZ

Artık YPG’nin yönetici kadrosunun zaman kazanma taktiğinden vazgeçmesi gerekiyor. Kürt kardeşlerimizi riske atmaktan ve onların geleceklerini rehine almaktan vazgeçmelidirler. Türkiye’de yeni bir dönem ve olumlu bir ruh var.

Kusura bakmayın, kimse enayi değil; biz de enayi değiliz, sergilediğiniz küçük kurnazlıkları görüyoruz. Büyük bir devlet olmanın gereklilikleri vardır. Buradan sizi tekrar uyarıyoruz, durduğunuz yer, yer değil. Bunu değiştirin. Suriye’yi birlikte nasıl inşa edeceğinizi düşünün. Türkiye, bölgede bir işgal ve hakimiyet peşinde değil. Güvenlik taleplerimiz karşılanmadığı sürede burada rahat olmamız mümkün değildir. Biz bu konuda aldatılan taraf olmayacağız. YPG yönetimine çağrım; Şam yönetimi ile olumlu bir ilişki içerisine girerek, Suriye’nin geleceğini inşa etmek için çalışmalarıdır. Topladıkları silah ve teröristlerle tehdit oluşturmaktan vazgeçmelidirler.”

KARANLIK TABLONUN AKTÖRLERİNDEN BİRİ DE İSRAİL

Hakan Fidan “Bazı aktörlerin Suriye’deki süreci olumsuz yönde etkilemek için çeşitli eylemler gerçekleştirdiğini gözlemliyoruz.” diyerek İsrail’in rolüne dikkat çekti:

“Özellikle Lazkiye ve Süveyda’daki hareketlilik, YPG’nin sisteme entegre olmaması nedeniyle sorun çıkaran bir rol üstlendiğini gösteriyor. Suriye’de açılan bu olumlu sayfanın istediğimiz gibi gitmesi oldukça güç görünüyor. Burada bir meydan okuma var.

Bu karanlık tablonun aktörlerinden biri de İsrail. Bölgedeki yayılmacı politikaların bir parçası olarak İsrail’de bulunmaktadır. Zayıf ve kaotik bir ortam, İsrail’in kendi ulusal güvenlik hedefleri açısından öncelikli hale gelmiş görünmektedir.”

FİDAN KATAR’A GİTTİ

Suriye Dışişleri Bakanı ile görüşmesinin ardından Botsvana Uluslararası İlişkiler Bakanı Phenyo Butale ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, “Gazze’de yürütülen ateşkes süreci bizim önceliğimiz. İnsani yardımların Gazze’ye ulaşması çok önemli. İki milyon insan açlık sorunu ile karşı karşıya. İsrail, açlığı bir silah haline getirerek sürgün ve tehcir uygulamaya çalışıyor. Bu duruma uluslararası toplum tüm gücüyle karşı durmalıdır.” dedi. Fidan, dün akşam Katar’a gitti. Katar Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Muhammed bin Abdurrahman El Sani ile görüşen Fidan’ın iki gün sürecek ziyaretinde Gazze konuları gündemde olacaktır.

ŞEYBANİ: SURİYE’Yİ BÖLMEK İSTİYORLAR

Suriye Dışişleri Bakanı Şeybani de İsrail’e tepki göstererek, “Bugün yeni sorunlarla yüzleşiyoruz. Öncelikle İsrail’in tehditleri yer almakta. Mezhepsel ve ideolojik olarak Suriye’nin bölünmesini hedefliyorlar. Biz çok sayıda önemli projeler başlattık. Suriyelilerin tekrar dönmesi için uygun ortam hazırlamaya çalışmaktayız. Dün Ürdün’de Sayın Safavi ve Barrack ile bir araya geldik. Süveyda konusunu ele aldık. Süveyda’daki gelişmeler halkımıza karşı olan bir tutumdur. Suriye’de yaşananlar ise İsrail tarafından organize edilmektedir. O bölgede mezhepsel çatışmalar olmuştur. Biz, bölgede bir barış sürecinin oluşmasını arzu ediyoruz. Süveyda’nın bizim ülkemizde tarihi bir önemi vardır. Dürziler bizim toplumumuzun bir parçasıdır ve onları dışlamak gibi bir niyetimiz yok.”

KRİTİK BİR DÖNEM

Suriye'nin bu dönemi son derece kritik bir aşamadadır. Öyle bir kimlik oluşturulmalıdır ki, bu Suriyelilerin kimliği olsun. Haseke’deki konferansa katılanlar Suriye halkını temsil etmiyor. Bu, oldukça başarısız bir girişim oldu. Bildiğiniz üzere 10 Mart’ta bir anlaşma sağlandı. Tüm azınlıkların sorumluluğu, Suriye hükümetindedir. Bazı olumsuz olaylar yaşanıyor, ve bunları istismar edenler var.”

reklam

YORUM YAP