reklam
reklam
DOLAR42,8458% 0
EURO50,9195% 0.01
STERLIN58,4516% 0.08
FRANG54,4316% 0.02
ALTIN6.170,05% -0,01
BITCOIN87.529,220.792
reklam

İlk Kez Diyarbakır'da Keşfedildi: Işık Tuzağıyla Yakalandı!

Yayınlanma Tarihi : Google News
İlk Kez Diyarbakır'da Keşfedildi: Işık Tuzağıyla Yakalandı!
reklam

Bitlis Devlet Hastanesi'nde laboratuvar teknikeri olarak görev alan Yılmaz Orak, 2018 yılında BEÜ'den lisans diplomasını aldıktan sonra Diyarbakır Selahattin Eyyubi Devlet Hastanesi'ne atandı. Ardından aynı üniversitede yüksek lisans eğitimine devam eden Orak, çocukluğundan bu yana ilgisini çeken güve ve kelebekler üzerine bir tez çalışması yapmaya karar verdi.

Danışmanı Prof. Dr. Kesran Akın'ın yönlendirmesiyle Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde 3-4 yıl süren saha çalışmaları gerçekleştiren Orak, burada 97 Pyraloidea (uzun burunlu güve) türünü ışık tuzağı kullanarak topladı.

Laboratuvar ortamında bu örnekler üzerinde morfolojik ve genetik analizler gerçekleştiren Akın ve Orak, bu örneklerden birinin “Tephris” cinsine ait yeni bir tür olduğunu saptadı.

Yeni güve türüne, çalışmalarında en büyük destekçisi olan eşi Yıldız Orak'ın adını veren Orak, hocasıyla birlikte hazırladıkları makalenin Zootaxa adlı bilimsel dergide yayımlandığını duyurdu.
“Bu benim için hem bilimsel hem de duygusal bir sembol oldu.”

Orak, çocukluğundan beri doğaya ve özellikle böceklere olan merakını ifade etti. Akademik kariyerine başladığında bu merakın ciddi bir çalışmaya dönüştüğünü belirten Orak, “Yüksek lisans sürecinde danışmanım Prof. Dr. Akın'ın desteği benim için çok değerlidir. Eğil ilçesinde ışık tuzağı kullanarak topladığımız 97 Pyraloidea türü üzerinde gerçekleştirdiğimiz analizlerde biri literatürde yer alan örneklerle uyuşmuyordu. Detaylı incelemeler sonucunda bunun yeni bir tür olduğuna kanaat getirdik.” şeklinde konuştu.
Orak, bu yeni türü tespit etmiş olmanın mutluluğunu yaşadığını belirtirken, “Özellikle bu yoğun çalışma sürecinde yanımda olan eşime teşekkür etmek için ona bu yeni tür üzerinde ismini verdik. Böylece 'Tephris yildizae' adını belirledik. Bu benim için hem bilimsel anlamda hem de duygusal bir sembol oldu.” dedi.
Ayrıca, Türkiye faunası için iki yeni türün daha kaydını gerçekleştirdiklerini ekleyen Orak, “Bu tür kayıtları bilimsel envanter açısından büyük önem taşımaktadır. Diyarbakır'ın biyolojik çeşitlilik bakımından ne kadar zengin olduğunu gözler önüne sermektedir. Türkiye'de Lepidoptera (pul kanatlılar) alanında yeni katkılar sağlamak bizi sevindirdi. Keşfedilmemiş türler olduğunu düşünüyorum ve çalışmalarımıza devam edeceğim.” şeklinde sözlerine son verdi.
“3-4 Yılda Arazi Çalışmaları Gerçekleştirdik”

Prof. Dr. Akın, Türkiye'deki kelebek ve güve türleri üzerine yaklaşık 20 yıldır çalışmalar yürüttüklerini belirtti.

Türkiye'nin hem bitki hem de hayvan türleri açısından büyük zenginliklere sahip olduğunu vurgulayan Akın, “2018-2022 yılları arasında Diyarbakır'ın Eğil ilçesinde uzun burunlu güveler üzerine saha çalışması yaptık. Bu süreçte yakalayıp incelediğimiz yaklaşık 100 takson bulunmaktaydı. Bunların 79'u Diyarbakır için yeni kayıtlardı. Daha önce burada yalnızca 56 tür biliniyordu.” dedi. “Ülkemiz biyoçeşitlilik açısından son derece zengindir. Kelebek ve güveler için 5 bin 600 tür bilinmektedir, bunun yaklaşık 700'ü uzun burunlu güvelere aittir.”

Yüksek lisans çalışmaları sırasında tespit ettikleri 100 taksonun içinden birinin mevcut literatüre uymadığını belirten Akın, “Yaptığımız detaylı analizler sonucunda bunun 'Tephris' cinsi olduğunu belirledik.” şeklinde konuştu.

Tephris cinsinin dünya genelinde yalnızca 11 türle bilindiğini ifade eden Akın, “Bunların 7'si palearktik bölgede yayılış göstermektedir. Bu türse bilinen 11 türden oldukça farklıydı. Genital ve morfolojik incelemelerle türün yeni olduğunu tespit ettik. Bu bulguları saygın bir dergi olan Zootaxa'da yayımlamış olduk. Öğrencim, bu çalışmalarda her zaman yanında gördüğü eşinin ismini vererek ona teşekkür etmek istedi. Böylece yeni türümüz 'Tephris yildizae' oldu. Arazi çalışmaları 2018-2022 yılları arasında gerçekleşti, ancak örneklerin değerlendirilmesi uzun sürdü. 2025'te yayımlanan makale ile bu yeni tür literatüre kazandırıldı.” dedi.

“Desteğimi Sürecek”

Yıldız Orak, eşinin yüksek lisans sürecinin pandemi nedeni ile uzadığına ancak desteklerini asla esirgemediğine dikkat çekti.

Orak, “Eşimin çocukluk hayali olan bu yüksek lisans eğitimine katkı sunduğum için çok mutluyum. Bulduğu türe adımın verilmesi de beni manevi olarak oldukça sevindiriyor. Destek vermeye devam edeceğim.” ifadelerini kullandı.

reklam

YORUM YAP