Olay, 31 Ağustos’ta gece saatlerinde Mersin'in Toroslar ilçesinde gerçekleşti. Hiranur Aygar, başından tabanca ile vurulmuş şekilde ağır yaralı olarak otomobille Mersin Şehir Hastanesi'ne kaldırıldı. Aygar'ı hastaneye götüren sevgilisi Hüseyin Arda Şark, hastane polisine verdiği ifadesinde, “Hira yaklaşık 2 ay boyunca kız arkadaşımdı. Asker eğlencesine gittiğimiz sırada yanımdaki tabancayla havaya ateş ettim. Dönüş yolunda arkadaşlarım Nazmi Çetin ve Mustafa Zeybek ile birlikte Akbelen Mahallesi Sebahattin Çakmakoğlu Caddesi'ndeki bir markete uğradık. Araçtan indik ve bu durumda araçta kalan Hira, tabancayı alıp başına ateş etti.” dedi.
İFADESİNİ DEĞİŞTİRDİ; ŞAKALAŞIRKEN VURDU
Zeybek ve Çetin'in çelişkili ifadelerinin ardından Cinayet Büro Amirliği ekibi çalışma başlattı ve üç şüpheliyi gözaltına aldı. Şüphelilerden Şark, ikinci ifadesinde, şakalaşmak amacıyla boş sandığı tabancayı arkadaşının alnına dayayıp tetiğe bastığını, olaydan hemen sonra hastaneye gitmediklerini, Hiranur Aygar’ı önce bir ağaçlık alana bıraktıklarını ve daha sonra tekrar alıp hastaneye götürdüklerini belirtti. Belirtilen bölgede yapılan aramada kan izine rastlandı. Otopsi işlemlerinin ardından Aygar’ın cenazesi, yakınları tarafından gözyaşlarıyla toprağa verildi. Üç şüpheli, çıkarıldıkları mahkeme tarafından tutuklandı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Cumhuriyet Başsavcılığı, sanıklar hakkında bir iddianame hazırladı ve Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. İddianamede sanık Şark’ın ‘Çocuğa karşı kasten öldürme’ ve ‘Ruhsatsız silah bulundurma’ suçlarından, Çetin ve Zengin’in ise ‘Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme’ suçlarından cezalandırılması talep edildi.
İLK DURUŞMA GÖRÜLDÜ
Davanın ilk duruşması Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde gerçekleştirildi. Duruşmaya tutuklu sanıklar, bulundukları cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katılırken, avukatlar ve Hiranur’un anne ve babası da salonda yer aldı.
'ŞAKALAŞIRKEN OLDU'
Duruşmada sanık Hüseyin Arda Şark savunmasında, “Olay günü hep birlikte asker eğlencesine gitmiştik. Eğlencede havaya ateş etmek için yanımda silahı bulundurdum. Havaya ateş ettikten sonra silahı bir arkadaşım aldı. Şarjörü boştu. Düğünden sonra büfede durduk, alkol aldık. Arabaya döndüğümde dışarıda sigara içmek için bekliyordum. O esnada silahı Hiranur'a uzattım. Şakalaşmamız sırasında 'Sıkayım mı?' dedi. 'Silahla şaka olmaz' diyerek geri almak istedim ama elimde değildi. O anda silah ateş aldı. Olaydan sonra panikledim, korktum ve şoka girdim. Hiranur'u dere kenarına bıraktım, eve gittim. Ağabeyime durumu anlattım. Sonrasında tekrar Hiranur'u alıp hastaneye götürdük” şeklinde konuştu.
'HASTANEYE GÖTÜRMEK İÇİN İKNA EDEMEDİK'
Üzerine suç delillerini yok etmek suçlaması olan tutuklu sanık Mustafa Zengin, “Biz delilleri karartmadık. Büfeden çıktıktan sonra arka koltukta oturan Hiranur ile dışarıdaki Hüseyin konuşuyordu. Hüseyin, Hiranur'a 'Sıkayım mı?' diye sordu. O da gülerek 'Sık, sık' deyince silah bir anda ateş aldı. Hiranur'u hastaneye götürmeyi teklif ettik ama ikna edemedik. Şokun etkisiyle yanında kalan Hüseyin, Hiranur’u oraya bıraktıktan sonra gidip aldı ve hastaneye götürdü.” dedi. Nazmi Çetin de kendisine yöneltilen suçlamaları reddederek, üzerlerine atılı suçları işlemediklerini ifade etti.
KIZIMI HAYATTAN KOPARDILAR
Hiranur’un annesi Gülten Tan, sanık Şark ile kızının iki aylık bir ilişkisi olduğunu belirtti. Kızına sanıktan uzak durması gerektiğini vurgulayan Tan, “Kızımı hayattan kopardılar. Bu bir şaka veya kaza değil. Bu olay cinayettir.” dedi. Baba Murat Aygar ise sanıklardan şikayetçi olduğunu ifade ederek, “Benim kızımın hayatı hiç kimsenin şaka malzemesi olmamalı. Türk adaletine güveniyorum.” sözlerine yer verdi. Mahkeme heyeti, avukatları ve tanıkları dinledikten sonra eksikliklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verdi.
