Narin Güran (8), 21 Ağustos 2024 tarihinde Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde kayboldu. Son olarak 15:08'de evlerine doğru yürürken güvenlik kameralarına yansıdı. Ardından ne olduğu ise bilinmiyor. Babası Arif Güran, kızının kaybolduğundan akşam saatlerinde haberdar oldu.
KOLDAKİ ISIRIK, ARABADAKİ DNA
Aramalar bir haftadır sürerken, Narin’in ağabeyi Enes Güran’ın (18) kolundaki ısırık izi ve vücudundaki çizikler jandarmanın dikkatini çekti. İkna edici bir açıklama yapamayınca 28 Ağustos'ta gözaltına alındı. 'Sinirden kendimi ısırdım' diye ifade verdi. Bu izlerin “Narin’i kurtarmaya çalışan bir anneye veya kendini kurtarmaya çalışan Narin’e ait olabileceği” yönünde şüpheler ortaya çıktı. Adli Tıp Kurumu yaptığı incelemede, zaman geçirilmiş olduğu için izlerin kime ait olduğunu belirleyemedi. Enes Güran’ın kaybolduğunu fark etmesiyle ilgili verdiği zaman dilimi de çelişkiliydi. Narin’in amcası ve köy muhtarı Salim Güran da 31 Ağustos'ta gözaltına alınarak üç gün tutuklu kaldı. Otomobilinde Narin’in DNA örneği ve bazı telefon kayıtlarını sildiği tespit edilen Salim Güran, 2 Eylül'de tutuklandı. 
DEREDEKİ KIRMIZI ARABA
Narin Güran’ın cesedi 8 Eylül'de köydeki Eyertutmaz deresinde, suyun altında taşlar konulmuş bir çuval içerisinde bulundu. Aynı gün Narin’in annesi Yüksel Güran, amcaları ve kuzenleri de dahil 21 kişi daha gözaltına alındı ve Yüksel Güran tutuklandı. Cesedin bulunduğu yere giden yollardaki kamera kayıtları incelendiğinde kırmızı bir araç belirlendi. Araç yaklaşık 50 dakika bu noktada bekledikten sonra ayrıldı. Bu aracın Güran ailesinin komşusu Nevzat Bahtiyar'a ait olduğu tespit edildi ve kendisi gözaltına alındı.
NEVZAT: “ÖLDÜRMEDİM AMA GÖMDÜM”
Nevzat Bahtiyar itirafçı oldu ve cesedi kendi oraya götürdüğünü belirtti. Ancak Narin’i öldürmediğini, cesedi amca Salim Güran’dan aldığını söyledi. İlk ifadesinde Salim Güran’ın teklif ettiği 200 bin lira karşılığında cesedi saklamayı kabul ettiğini belirtirken, daha sonra 'çocuklarımı öldürmekle tehdit etti' diyerek ifadesini değiştirdi. Salim’in kendisine ‘Arif’in kızını öldürdüm’ dediğini de iddia etti. Ancak, cesedin teslimi ile ilgili verdiği detaylarda çelişkiler yaşandı. Ancak, Salim Güran’a yönelik iddiaları tutarlı kaldı. 
ŞÜPHE DOĞURAN ÇELİŞKİLER
Soruşturmada aileye yönelen şüphelerin önemli bir nedeni, ifadelerdeki zaman ve mekan çelişkileriydi. Kasıtlı ya da sehven olup olmadığı bilinmemekle birlikte, bu çelişkiler aileyi ağır bir zan altında bıraktı. Kuzenler ve amcalar, “Suçluyu kayırmak ve suç delillerini yok etmek” ile suçlandılar. Narin’in kuzeni Birsen Güran, Narin’i en son 14:00’te gördüğünü söyledi ancak ifadesinde “17:40’ta gördüm” dedi. Aslında o saatlerde Narin çoktan hayatını kaybetmiş ve dereye atılmıştı. Kuzeni, “En son 14.00'te gördüğümüzü belirtmemiz için Salim Güran söyledi” diyerek amcasındaki şüphenin artmasına neden oldu.
ADLİ TIP: “BOĞARAK ÖLDÜRÜLMÜŞ”
Soruşturmada 2024 yılının eylül ayının sonlarına doğru önemli gelişmeler yaşandı. Adli Tıp Kurumu’nun raporuna göre Narin’ın “ağzı kapatılarak ve boyuna bası sonucu oksijensiz bırakılarak” öldürüldüğü belirtildi. Narin’in amcaları, kuzenleri ve yengeleri de dahil olmak üzere 12 kişi tutuklandı. Ancak en çok merak edilen, “kasten öldürmeye iştirak” suçundan tutuklanan anne ve abinin durumu oldu. Narin’in öldürülmesine nasıl ‘iştirak’ ettiklerinin netleşmesi için iddianame beklendi.
KATİL DE SEBEP DE BELLİ DEĞİL
İddianame 22 Ekim’de hazırlandı ve Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nde sunuldu. Amca Salim Güran, anne Yüksel Güran, abi Enes Güran ve komşu Nevzat Bahtiyar için “iştirak halinde çocuğu kasten öldürmek” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası talep edildi. Narin’in hangi neden ve nasıl öldürüldüğüne dair net bir bilgi yoktu, sadece “belirlenemeyen bir sebep ve saikle” öldürüldüğü vurgulandı. İddianamedeki “daraltılmış baz/hts kayıtları” suçlamaları destekleyen belgelerden biriydi. Bu kayıtlara göre Narin’in evde katledildiği değerlendirilen zaman diliminde, bu sanıkların hepsinin evde olduğu değerlendiriliyordu. 
“İŞTİRAK HALİNDE ÖLDÜRDÜLER”
İlk duruşma 7 Kasım’da başlatıldı. Medyanın ve kamuoyunun yoğun ilgisi ile devam eden duruşma üç gün sürdü. Mahkeme salonunda ara sıra tansiyon yükseldi, görgü tanıkları arasında gözyaşları döküldü. Suçlamalar havada uçuşuyordu. Hiç kimse Narin’i öldürdüğünü veya cinayeti işlediğini kabul etmiyordu. İkinci duruşma 26 Aralık'ta yapıldı. Bu duruşmada da benzer bir yoğunluk ve gerilimin hâkim olduğu gözlemlendi. 28 Aralık’taki son celsede son sözler soruldu: Anne Yüksel Güran: “Kızımın katili değilim. Başım dik, son söz sizin”; Nevzat Bahtiyar: “Ben kesinlikle öldürmedim. Cesedi Salim bana verdi, cezama razıyım.”; Enes Güran: “Hep doğruyu söyledim, suçlamayı kabul etmiyorum”; Salim Güran: “Narin yeğenimdir, ona zarar verecek en son kişi benim.” Mahkeme, amca Salim Güran, abi Enes Güran ve anne Yüksel Güran'ı Narin’i “iştirak halinde kasten öldürmek” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet” hapis cezasına çarptırdı. Nevzat Bahtiyar’a ise “suç delillerini yok etmek” suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Ancak mahkeme kararında esas katilin kim olduğu ve cinayetin nedenine dair bilgi verilmedi.
“NEVZAT DA MÜEBBET ALMALI”
Davanın müdahili olan Diyarbakır Barosu, Nevzat Bahtiyar’ın da aynı suçtan ceza alması için karara itiraz etti. Güran ailesinin avukatları ise ailenin masum olduğunu, Nevzat Bahtiyar’ın cinayetten ceza alması gerektiğini ifade ederek kararın bozulmasını talep etti. Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararını oy çokluğuyla onayladı. Ancak heyetin başkanı, ‘eksik inceleme’ nedeniyle kararın bozulması gerektiği yönünde bir şerh koydu. Dosya Yargıtay’a gitti. Yargıtay Başsavcılığı, 8 Ağustos’ta, cezaların Diyarbakır’daki mahkemenin verdiği şekilde onanmasını istedi. Şu anda son kararı Yargıtay 1. Ceza Dairesi vermek üzere…
PATİKADAN ÇIKTI MI?
Güran ailesinin avukatları, Narin Güran’ın Nevzat Bahtiyar’ın evinin önünden kendi evlerine ulaşan patikaya çıkamadığını iddia etti. Çünkü, patikanın başında Narin’i durduran Nevzat, onu kendi evine götürerek katletmişti. Bunu desteklemek için, köydeki askerlik birliğinin kamera kayıtlarının incelenmesini talep ettiler. Ancak mahkeme, avukatların iddialarını destekleyecek bulguların çıkmadığını, bilakis Narin Güran’ın evinin önünde araç ve insan hareketliliği kaydedildiğine dair kanaate vardı.
NARİN’İN SON GÜNÜ
13:50: Narin evlerinin önünden ayrılarak camideki kursa gitti.
14:00: 69 yaşındaki büyük amcası Hüseyin Güran’ın evine vardı.
15:05: Camiden ayrıldı.
15:15: Okulun önünden geçerek eve giden patika yola giriş yaptı. Aile üyelerinin ifadelerine göre bu saatten sonra, aileden hiç kimse Narin’i bir daha görmedi.
